Zeytin Dalı harekâtı

Bugün stratejik öneme sahip Burseya Dağı’nda çatışmaların yoğunlaştığı bildirildi.

Operasyonda belirlenen hedeflerin karadan ve havadan bombalandığı haberleri veriliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeybatı bölgesindeki Afrin bölgesine başlattığı harekât dokuzuncu günde havadan ve karadan hız kesmeden devam ediyor.

TSK’dan bu sabah yapılan açıklamada, “Hava Kuvvetleri tarafından gece süresince gerçekleştirilen hava harekâtı ile PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerine ait sığınak, barınak, mühimmat deposu ve silah mevzii olarak kullanılan hedefler imha edilmiştir. Harekâta katılan 7 uçak emniyetle üslerine dönmüşlerdir” denildi. Açıklamada, “Harekâtın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 484 olmuştur” ifadesi kullanıldı.

Anadolu Ajansı, Afrin’in kuzeydoğusundaki stratejik Burseya Dağı’nda TSK ve Özgür Suriye Ordusu birlikleri ile PYD/PKK arasındaşiddetli çatışmaların başladığını duyurdu.

Doğan Haber Ajansı da, Kilis’in karşısındaki mevzilerin Kilis’te konuşlu topçu bataryaları tarafından fırtına obüsleriyle karadan, jetler tarafından da havadan hedef altına alındığını, bombalanan bölgelerden yükselen dumanların Kilis’ten de görüldüğünü aktardı.

“İdlib’e yürüyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise dün Adalet ve Kalkınma Partisi Kocaeli Gençlik Kolları Kongresi’nde TSK’nın Zeytin Dalı adını verdiği operasyonun bundan sonraki aşamasına ilişkin ipuçları verdi. Erdoğan, “Mehmedim Afrin’e yürüyor. İdlib’e yürüyeceğiz inşallah” dedi.

AKP genel başkanı Erdoğan Cuma günü de “Erdoğan, “Afrin’den sonra Menbiç’i bize söz verildiği şekilde teröristlerden arındıracağız, kimse bundan rahatsız olmasın” demişti.

Bozdağ: “Münbiç de Fırat’ın doğusu da bunlardan temizlenecek”

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD’nin tutumuna atfen, “Bundan sonra Türkiye sadece söze bakmayacak, sözle beraber icraata bakacak” diyen Bozdağ, “Şu ana kadar maalesef ABD yetkililerinin Türkiye’ye verdiği sözlerle arazideki icraatları birbirini tutmadı. Her icraat, verilen sözü tekzip etti” şeklinde konuştu.

“Bölgede PKK’nın devletleşmesine yol açan ve PKK’nın devletleştirilerek terör ordusu kurulmasına yol açan hiçbir gelişmeye Türkiye müsaade etmeyecektir” diyen Bozdağ, “Münbiç de Fırat’ın doğusu da bunlardan temizlenecek” ifadesini kullandı.

“Afrin’den sonra Menbiç’i teröristlerden arındıracağız”

Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili konuşan Erdoğan, Türkiye’nin harekatı Menbiç’e kadar genişletebileceğini açıkladı. TSK “en az 343 PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubunun” öldürüldüğünü duyurdu.

Recep Tayyip Erdoğan AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği operasyonun hedeflerine ulaşana kadar devam edeceğini söyledi.

Erdoğan, “Afrin’den sonra Menbiç’i bize söz verildiği şekilde teröristlerden arındıracağız, kimse bundan rahatsız olmasın. Sonra Irak sınırına kadar hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Türkiye, YPG’yi PKK’nın Suriye’deki kolu olarak görüyor. Ancak ABD, YPG’nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile IŞİD’le mücadelede kapsamında işbirliği yapıyor. Bu konu nedeniyle iki ülke ilişkileri bir süredir gergin seyrediyor. TSK’nın 20 Ocak’ta Afrin operasyonunu başlatmasında, ABD’li yetkililerin SDG ile bir sınır güvenlik gücü oluşturacağını duyurması etkili olmuştu.

Menbiç’teki ABD askerlerinin durumu

Türkiye’nin Afrin’den sonra yöneleceğini açıkladığı Menbiç’te YPG güçlerinin yanı sıra ABD askerleri de bulunuyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert

BD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Perşembe günkü basın brifinginde, Türkiye’nin olası bir bombardımanına karşı Menbiç’teki ABD askerlerinin başka bir bölgeye taşınıp taşınmadığına dair soruya yanıt veremeyeceğini belirtmişti. Bu konuda bilgisi olmadığını belirten Nauert, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Türk mevkidaşıyla yaptığı görüşmede Washington’ın Menbiç konusunda “herhangi bir kırmızı çizgi çizip çizmediğine” ilişkin soruya ise, “Bu konuda Türklere karşı çok açıktık” diye cevap verdi.

Ayrıntıya girmekten kaçınan Nauert, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dâhil Türk yetkililerle yapılan görüşmelerde “hiçbir şekilde Menbiç’i kapsayacak biçimde tansiyonun yükseldiğini görmek istemedikleri konusunda çok açık olduklarını” ifade etti. ABD’li sözcü, Menbiç’in “büyük endişe” yaratacak bir bölge olacağını açık şekilde Türk yetkililere ifade ettiklerini sözlerine ekledi.

TSK: 343 terörist etkisiz hâle getirildi

Öte yandan Türkiye’nin Afrin’de sürdürdüğü operasyonla ilgili bilgilendirme yapan Genelkurmay Başkanlığı, “Zeytin Dalı Harekâtı” kapsamında şu ana kadar bölgeden elde edilen bilgilere göre; en az 343 PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubunun etkisiz hâle getirildiği tespit edilmiştir” açıklamasını yaptı. Açıklamada, “Zeytin Dalı Harekâtı, planlandığı şekilde başarıyla devam etmektedir” denildi.

Riskler ve olasılıklar

Ortadoğu uzmanı Serhat Erkmen, operasyonun henüz kırsal aşamada olduğuna dikkat çekiyor ve gidişatı değiştirebilecek olasılıkları irdeliyor.

Nasıl İlerliyor?

Teknik değerlendirme yapmak bilgi akışındaki karmaşa nedeniyle hayli güç. Ancak, birkaç temel faktörden söz edebiliriz. Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi Türkiye önce sınır hattını güvenlik altına almaya çalışıyor. Bunu hem bölgeden Türkiye’ye yapılan roket ve havan saldırılarını engellemek hem de asıl operasyon başladığında güçlerini belli bir noktada odaklamak için yapıyor.

Hava koşulları operasyonun hızında önemli bir etken. Geçen hafta boyunca süren yoğun yağış ve sis, YPG’nin uzun süredir çatışmaya hazırlık yapması ve Türkiye’nin mümkün olduğunca az kayıpla ilerleme isteği ilk haftanın öne çıkan faktörleri oldu. Önümüzdeki günlerde hava şartlarının değişmesiyle birlikte operasyonel şartlarda değişiklikler olması büyük olasılık. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi birkaç gün içinde sona erecek bir askeri operasyondan bahsetmiyoruz. Henüz çatışmanın kırsal boyutundayız. İlerleyen safhalarda meskun mahal aşaması gelecektir. Tabii, siyasi ve diplomatik adımlar operasyonun yönünü değiştirmezse.

Rusya, Esad ve İran’ın hesapları

Askeri alandaki detaylar siyasi gelişmelerle karşılaştırıldığında çok daha anlaşılır. Çünkü Zeytin Dalı operasyonunun başladığı andan itibaren bölgedeki aktörler hayli karmaşık bir siyaset izliyor. Örneğin, Rusya operasyonel ve taktik anlamda Türkiye’yle işbirliği içinde. İlk günlerde sorulan “Acaba Rusya Türkiye’nin operasyonlarına olanak tanıyacak mı? Suriye havasahası Türkiye’ye ne kadar açık kalacak?” gibi sorular anlamsızlaştı. Rusya, sahada Türkiye’nin operasyonlarına karşı taktik karşı çıkış sergilemiyor. Fakat diplomatik hamlelerine ve siyasal söylemlerine bakıldığında tam bir destek olduğu söylenemez. Rusya bu süreçte, Türkiye ile siyasi olarak karşı karşıya gelmektense ABD ve Türkiye arasındaki derin fikir ayrılıklarını ön plana çıkartan bir tonlamayı tercih ediyor.

Esad yönetimi ise operasyonu kendi lehine çevirmenin şartlarını arıyor. Bir yandan YPG’nin Halep’teki Şeyh Maksut’tan Afrin’e takviye göndermesine izin verdiğine dair güçlü bir inanç var. Ayrıca, operasyonun ilk gününden itibaren “her türlü savunma hakkımızı saklı tutuyoruz” yaklaşımıyla Türkiye’ye karşı tavır sergiliyor. Ancak öte yandan, Afrin’deki PYD idaresinin Şam’ı bölgeyi kontrol etmeye çağırmasına temkinli yaklaşıyor. Şam, sadece Afrin’i kontrol etmeyi hedeflemiyor. Aslında Afrin’e yeniden Suriye bayrağının çekilmesi Şam için Soçi öncesinde büyük bir siyasi ve psikolojik üstünlük getirir. Fakat, Esad yönetimi, bölgesel dengenin yanında olduğunu görerek daha fazlasını hedefliyor. Askeri güç kullanmasına gerek olmaksızın Fırat’ın doğusunda örneğin Rakka ve Deir ez-Zor’dan YPG’nin çekilmesini isteyerek daha geniş çaplı kazanımlar elde etmeyi umuyor.

Keza, İran’ın tepkileri de dikkate değer. Gerek rejim karşıtı gösteriler gerekse Kuzey Irak’taki Bağdat-Erbil güç mücadelesinde Ankara Tahran’a net destek vermişti. Oysa, aynı desteği Zeytin Dalı operasyonunda İran’dan göremedi. İran’ın sadece operasyonu eleştiren ve reddeden açıklamalarından değil, sahadaki uygulamalarından da Türkiye’nin yanında olmadığı anlaşılabilir. YPG’nin Afrin’e gerek Halep gerekse doğudan yaptığı takviyelerde kullanılması zorunlu olan Nubbul ve Zehra köyleri yakınındaki yolun kontrolü İran yanlısı milis güçlerde. Bu yolların kullanılmasına izin vermezse her türlü takviye duracaktır. Fakat şu ana kadar yolu engellediğine dair hiçbir gösterge yok.

ABD kafa karıştırıyor

Şam, Moskova ve Tahran’ın Zeytin Dalı operasyonuna yaklaşımı ikircikli olabilir. Fakat hiçbirisi ABD kadar kafa karıştıran bir politika uygulamıyor. ABD’nin kısa vadeli taktik önceliği, operasyonu Afrin ile sınırlamak. Türkiye’nin operasyonun Menbic’i de kapsayacak şekilde genişleyeceği yönünde yarattığı beklenti, ABD’nin öncelikli etki alanı olarak gördüğü Fırat’ın doğusundaki kazanımlarını korumaya odaklanmasına neden oldu.

Her ne kadar ABD, Afrin’e gidecek YPG militanlarının ABD desteğini alamayacağını açıklasa da sahadan gelen, ancak kanıtlanamayan bilgiler durumun pek de öyle olmadığını gösteriyor. Yine de ABD’nin şu anda operasyonu desteklemediği açık ve bunu her fırsatta dile getiriyor. Fakat operasyona olan güçlü itirazının yanında “güvenli bölge” önerisi dahil olmak üzere çeşitli anlaşma opsiyonları da getiriyor.

Aslında ABD’nin operasyonun başlamasından beri yaklaşımı, bir yandan tehdit eden diğer yandan işbirliği öneren ve Türkiye’nin hem karar vericilerinin hem de kamuoyunun kafasını karıştıran bir özelliğe sahip. Bunun iyi planlanmış bir politika mı yoksa ABD yönetiminin iç zaaflarından kaynaklanan bir karmaşa durumu mu olduğu belirsiz.

Kısa vadede ne beklenebilir?

Yakın geleceği etkileyecek iki temel düzlem bulunuyor. Siyasi düzlem ve askeri düzlem. Beklentilerin tersine, bence, operasyonun gidişatını, askeri ve taktik gelişmeler değil siyasi ve diplomatik hamleler belirleyecek. PYD’nin Şam’ı Afrin’e çağırması tüm operasyonun gidişatını değiştirebilir. Şu anda Şam bunu tam olarak kabul etmiş durumda değil. Ancak bir süre sonra ek kazanımlar elde ederek ya da sahadaki gelişmelere bakarak (örneğin TSK’nın sahada hızla ilerlemeye başlaması halinde) daveti kabul edebilir. Böyle bir durum, operasyonu büyük ölçüde etkiler. Türkiye’nin Suriye ordusuyla çatışma gibi bir politikası yok. Şam’ın Afrin’i kontrol etmesi Türkiye için en iyi seçenek olmasa da buna itiraz etmesinin Rusya ile ilişkiler ya da uluslararası dengeler bakımından maliyeti çok yüksek olabilir.

Siyasi ve diplomatik alanda süreci etkileyecek diğer bir faktör Soçi toplantısı. Pazartesi günü başlayacak toplantıdan büyük bir adım beklenmemeli. Böylesine bir ortamda doğrudan siyasi çözüm mümkün değil. Ancak muhaliflerin katılmamaları veya başka anlaşmazlıklar nedeniyle sürecin çökmesi, operasyonu da, İdlib’deki dengeleri de, Türkiye-Rusya-İran ilişkilerini de başka aşamaya sürükler.

Eğer siyasi ve diplomatik anlamda önemli bir değişiklik olmazsa o zaman askeri gelişmelerin ön plana çıkabileceği bir süreç yaşayacağız. Bunun parametreleri ise daha belirgin. Hızlı ve az kayıplı bir zafer Türkiye’nin Suriye’de elini çok güçlendirecektir. Tersi ise orta vadede şaşırtıcı sonuçlar doğurabilir.

Serhat Erkmen

Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı olarak görev yapmakta.

DSG: ‘Türk uçakları Midanki barajını bombalıyor’

Ana gövdesini YPG’nin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG), Türk uçaklarının Suriye’nin Afrin bölgesindeki Midanki barajını bombaladığını iddia etti.

DSG’den yapılan açıklamada, “Türk uçakları midanki barajına hava saldırısı düzenliyor, bu da sivillerin hayatını tehlikeye atıyor” iddiasına yer verildi.

Açıklamada ayrıca, Kürt güçler ve Türk askerleri ile ÖSO savaşçılarının arasındaki çatışmaların Afrin’in pek çok noktasında devam ettiği kaydedildi.

Türkiye’nin Afrin’e yönelik 20 Ocak’ta başlattığı Zeytin Dalı harekatı, hava ve kara güçlerinin operasyonlarıyla devam ediyor.

YPG: “Afrin’de 16 Türk askerini esir aldık”

Sputnik Farsça’ya konuşan YPG’nin bir sözcüsü, Afrin’deki çatışmalar sırasında 16 Türk askerini esir aldıklarını, kendi kayıplarının 15-20’yi geçmediğini iddia etti.

Türkiye’nin Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nın 6. gününde YPG’den TSK’nin açıklamalarıyla çelişen demeçler geldi. Sputnik Farsça’ya konuşan YPG’nin bir sözcüsü, Afrin’deki çatışmalar sırasında 16 Türk askerini esir aldıklarını öne sürdü. YPG sözcüsüne göre TSK’nin Afrin’e yönelik hava saldırıları da azaldı.

Bugün 6 hedef imha edildi

Hayatını kaybeden asker sayısını 3 olarak duyuran TSK’nin bugünkü açıklamasında ”Şu ana kadar bölgeden elde edilen bilgilere göre; en az 303 PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubunun etkisiz hale getirildiği tespit edilmiştir. Hava Kuvvetleri tarafından PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerine ait sığınak, barınak, mühimmat deposu ve silah mevzii olarak kullanılan 6 hedef imha edilmiştir” denildi.

YPG sözcüsü, TSK’nin açıklamasına rağmen, ölen Kürt savaşçıların sayısının 15-20’yi geçmediğini savundu.

Reuters haber ajansı da YPG’nin omurgasını oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) üst düzey bir üyesinin 20 Ocak’ta harekarın başlamasından beri ‘onlarca Türk askeri ve ÖSO’lu öldürdüklerine’ dair iddiasına yer verdi. Ama kesin bir sayı sunulmadı.

Erdoğan: İhtiyaç olması halinde Afrin’e önce ben gideceğim, siz de arkamdan geleceksiniz

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Amasya’da partisinin Olağan İl Kongresi’nde konuşuyor…

Erdoğan’ın konuşmasından bazı başlıklar:

– İhtiyaç olması halinde Afrin’e önce ben, Başkomutan gidecek. Sonra siz de peşimden geleceksiniz.

– Biz Afrin’e zevk için gitmedik. Biz Afrin’de toprak meraklısı değiliz. Suriye’nin topraklarında bizim gözümüz yok ama 3,5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda misafir. Onları evlerine göndermenin çalışmalarını yapıyoruz.
Mehmedimiz Afrin’e doğru yürüyor. Burseya Dağı’nı da düşürdüler. Bazı kendini bilmezler, sözde etiketi olanlar vs., onlara rağmen bitirdiler. Avrupa Parlamentosu’na rağmen bitirdiler.
AP’de bazı kendini bilmezler benim askerime işgal kuvveti diyor. Benim askerime işgal kuvveti diyor. O size yakışır size. Siz ceddinize bir bakın. Afrika’da neler yaptınız, neler yediniz bir bakın. Mazlum, mağdurların bütün varlıklarını nasıl sömürdünüz bir bakın. Daha size söyleyeceğimiz çok şeyler var. Ve onları da söyleyeceğiz. Sizin tarihiniz işgallerle, sömürülerle dolu. Bu milletin tarihinde işgal yok, bu milletin tarihinde adalet var, merhamet var. Biz bununla büyüdük bununla yürüdük.

– Şu anda 484 terörist etkisiz hale getirildi. Toplamda 20 şehidimiz var. 7’si mehmedimiz, diğerleri ÖSO’dan. Bu yolda kararlı yürüyeceğiz. Sözümüz var bu işi başaracağız.

ZULME ‘EVET’ DİYORLAR

Bazıları çıkmış harekata ‘hayır’ diyor. Aslında masumların canının, malının, ırzının tasallutuna ‘evet’ diyorlar. Aslında bölgenin terör örgütü eliyle işgaline ‘evet’ diyorlar. Asıl kirlilik budur. Asıl ‘hayır’ denmesi gereken onursuz duruş budur.

(Yorum: Peki zulüm aslında nerede?)

‘ABD, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere gizlice MANPAD füzeleri gönderdi mi?

ABD’nin gizli bir anlaşma çerçevesinde Suriye’deki YPG mensuplarına ‘taşınabilir hava savunma füzeleri’ (MANPAD) tedarik ettiği öne sürüldü.

Al Masdar News’un Suriyeli muhalif kaynaklara dayandırdığı haberinde, Washington ile YPG arasında yapılan bir gizli anlaşma çerçevesinde geçen hafta Kürt milislere karadan havaya fırlatılabilen MANPAD füzeleri gönderdi.

MANPAD‘lar Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin yakınında faaliyet yürüten Kürtlere ulaştırıldı.

Gizli anlaşmanın IŞİD karşıtı koalisyoa danışmadan gizli şekilde yapıldığı vurgulanan haberde, Kürtlerin bu silahları Türkiye destekli grupların Afrin’de düzenleyeceği olası operasyonlara karşı hava savunması sağlamak amacıyla kullanacağının şüphe götürmediği yorumu yapıldı.

Daha önce Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) eski sözcüsü Telal Silo, ABD’nin Suriyeli muhaliflere uyguladığı silah kısıtlamalarını azaltmasını ve kendilerine MANPAD verilmesini istemişti.

Silo “Şu anda bizi hedef alan hava saldırıları yok ancak ileride olabilir. Ve bu nedenle onlardan bunu istiyoruz ” demişti.

Güncelleme: 28 Ocak 2018 Pazar, TSİ 17:20

[divider]

 

Twitter | Facebook | Pinterest | Akademi Portal Arşiv |  Akademi Portal

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın

2 YORUMLAR

  1. Sayın erdoğan yine caka satmış. Yolun sonuna gelmiş birisi haliyle herşeyden çıkar sağlayabilecek karaktere de sahip onun için koltuk kalsın kelle gitsin hiç umrunda değil Vatan Millet. Türkiyede zulumleri yapan kendisi ama kalkmış elin bilmem neresine operasyon yaptırıyor. Muhalefet yok, Adalet Yok. hal böyle olunca at koşturmak Erdoğana kalmı. Allah milletimizin hakkında hayırlısı neyse onu versin. Ama bir gerçek var bunu umarım sayfa sahipleri silmezler gün gelip buarad yaptığım yorumumda gösterebilirim. Bu operasyonun sonunda Erdoğan bizi kandırmışlar demesse ben eşekoolup anırıp videoya çekip paylaşacağım.

  2. Allah Mehmetçiğimizi, Milletimizi Varanımızı korusun. Erdoğanın hataları Türkiyeyi uçurumun dibine kadar getirdi. Bu milletin felaketi yine bu tapılan ilahlaştırılan Erdoğan olmasından kaygılıyım.

    Sonumuz hayır olsun.

Comments are closed.