Bilim insanları ÖPÜŞMENİN nereden geldiğini keşfetti – ve bu tüylerinizi diken diken edecek

Öpüşmek en ilkel insan dürtülerinden biridir, ancak tam olarak neden öpüştüğümüz yüzyıllardır bilim insanlarının merakını çekmektedir.

Şimdi, bir araştırmacının yeni bir teorisi var ve bu, öpüşmek için eğilme konusunda iki kere düşünmenize neden olabilir.

Warwick Üniversitesi’nde evrimsel psikolog olarak görev yapan Profesör Adriano Lameira, öpüşmenin kökeninin milyonlarca yıl önce yaşamış tüylü insan atalarımıza dayandığını iddia ediyor.

Dudakları büzerek hafifçe emme eyleminin bir zamanlar birbirlerinin tüylerinden tik ve bitleri temizlemek için akıllıca bir teknik olduğunu savunuyor.

Ancak birkaç milyon yıl kadar önce cinsel çağrışımlar kazanmaya ve çiftleşmeyi önceleyen bir eylem haline gelmeye başladı.

Öpüşmemizin nedenlerine ilişkin diğer teoriler, bakteri alışverişi yaparak bağışıklık sistemimizi güçlendirmekten , sosyal inceleme için bir tür ‘koklama’ya kadar uzanıyor.

Ancak ‘kumarbazın son öpücüğü’ olarak bilinen bu hipotez, 100 yıldan uzun süredir beyazperdede tasvir edilen insan öpüşmesine yeni bir evrimsel köken ekliyor .

Bilim insanları öpüşmenin nereden geldiğini keşfetti
Resimde, Prenses Leia (Carrie Fisher) ve Han Solo (Harrison Ford) ‘İmparator Geri Dönüyor’ (1980) filminde öpüşüyorlar
Bilim insanları öpüşmenin nereden geldiğini keşfetti
İnsanlar maymundur ve en yakın yaşayan akrabalarımız arasında goriller ve şempanzeler yer alır (resimde)

Profesör Lameira (Lameira Adriano), Evolutionary Anthropology dergisinde yayımlanan yeni araştırmasında öpüşmenin evrimsel geçmişimizden kalan bir başka kalıntı olduğunu söylüyor.

Milyonlarca yıl önce, çıkıntılı dudaklarla hafif bir emme hareketi, parazitleri, ölü derileri ve döküntüleri temizlemek için olmazsa olmaz bir bakım şekli olurdu.

Profesör Lameira, tüylü atalarımız arasındaki bu eşsiz seansın vücudun her yerinde gerçekleştirildiğini ve ağızdan ağıza temasla sonlandığını düşünüyor.

Çok yavaş bir şekilde, atalarımız evrimleşip daha az tüylü hale geldikçe, bu bakım seansları daha kısalmış olsa da, her zaman ağızdan ağıza temasla sonlanmış olurdu.

Sonunda, tüm vücudu kapsayan bakım seansı sona erdi, ancak son ağız teması aşaması kaldı ve bizim öpüşme olarak bildiğimiz şeye dönüştü.

Makalesinde şöyle diyor: ‘Tüy kaybı nedeniyle, bakımın hijyenik önemi insan evrimi boyunca azaldı.

‘Ancak daha kısa seanslar tahmin edilebileceği gibi son bir ‘öpüşme’ aşamasını koruyacaktı ve nihayetinde bir ata maymununda sosyal ve akrabalık bağlarını işaret etmek ve güçlendirmek için kullanılan bir ritüel davranışın tek kalıntısı olarak kalacaktı.’

Profesör Lameira, atalarımızın yaklaşık 7 milyon yıl önce ağaçlardan toprağa göç ettiklerinde kürk emme tekniğini geliştirdiklerini tahmin ediyor.

Bilim insanları öpüşmenin nereden geldiğini keşfetti
Günümüzde öpüşmenin birçok kullanımı var – filmlerde sıklıkla tasvir edilen romantik ve cinsel çekimin göstergesi de dahil. Resimde, Hugh Grant ve Andie MacDowell ‘Dört Nikah ve Bir Cenaze’ (1994) filminde

Profesör Lameira  yaptığı açıklamada, “Zemindeki yüksek parazit yükü göz önüne alındığında hijyenik amaçlar için bakımı önemli hale getirdi” dedi.

Atalarımız ise yaklaşık 2-4 milyon yıl önce tüm tüylerini kaybedince ‘öpüşen maymun’ oldular.

Daha yakın zamanda, öpüşmenin kayıtlı en eski kanıtı, MÖ 2500 civarında Doğu Akdeniz’de yer alan antik bölge Mezopotamya’da yazılmış metinlerde ortaya çıkıyor.

Profesör Lameira, günümüzdeki pek çok öpüşme biçiminin bit temizleme tekniğinden evrildiğini, yanağa konan basit bir öpücükten başlayarak el veya başa konan dini bir duaya kadar uzandığını savunuyor.

Ayrıca filmlerde sıkça tasvir edilen öpüşmenin tartışmasız en önemli işlevlerinden birini de gerçekleştirir.

Romantik partnerler arasındaki erotik veya cinsel arzuyu ifade etmek için dudaktan öpmeye Romalılar ‘savium’ adını veriyorlardı.

Ancak akademisyen, öpüşmenin neden cinsel bir çağrışım kazandığının kesin nedeninin ‘daha çok spekülasyona açık’ olduğunu da ekliyor.

Dahası, öpüşme isteği ile seks yapma isteği arasındaki yakın ilişkiyi açıklamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulabilir.

Bilim insanları öpüşmenin nereden geldiğini keşfetti
Günümüzde öpüşmenin birçok kullanımı vardır – filmlerde sıklıkla tasvir edilen romantik ve cinsel çekimin göstergesi de dahil. Resimde, Rhett Butler (Clark Gable) ve Scarlett O’Hara (Vivien Leigh) ‘Rüzgar Gibi Geçti’ (1939) filminde

Profesör Lameira  yaptığı açıklamada, ‘Cinsel amaçlı öpüşmek, çok daha genel bir davranışın özel bir halidir’ dedi.

Öpüşme, sevgi göstermenin genel bir kuralı olarak kullanıldığından beri, öpüşme karşılıklı ağızdan ağıza gerçekleşen bir eyleme dönüşebildi.’

Hayvanlar aleminde insanların yaptığı gibi dudaklarını dışarı çıkarıp hafif bir emme hareketi yaparak cinsel anlamda öpüşen başka hiçbir canlı yoktur.

Profesör Lameira, öpücüğün ‘güven ve bağlılığın kristalleşmiş bir sembolüne dönüştüğü’ sonucuna vardı.

‘Doğal insan işaretlerinin pek azı öpüşmenin sembolizmini ve toplumsal yaptırımlarını taşır’ diyor.

‘Kanıtlar öpüşmenin insanlarda sevginin türetilmiş bir işareti olmadığını gösteriyor.

‘Bunun yerine, atalarının biçimini, bağlamını ve işlevini koruyan, primat bakımının geride kalmış, körelmiş bir biçimini temsil ediyor.’


Bu makaleyi paylaşın veya yorum yapın: Bilim insanları ÖPÜŞMENİN nereden geldiğini keşfetti – ve tüylerinizi diken diken edecek

Yazar ^ jennifer^ Akademiportal.com sayfa editörü

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın