Nikola Tesla

Sırp asıllı Amerikalı mucit ve bilim insanı Nikola Tesla, elektriğe ve elektromanyetizmaya doğuştan gelen yatkınlığıyla yaşadığı dönemde hem bilime, hem de evlerdeki günlük hayata damga vurmuş bir isim. Tesla’nın icat ettiği birçok buluş ve geliştirdiği birçok prensip günümüzde halen kullanılmakta.

Bu makale ilk kez 9 Ağustos 2015 Akademi Portal’da yayınlanmıştır

İlklerin Adamı: Nikola Tesla Kimdir?

10 Temmuz 1856’da Avusturya İmparatorluğu sınırları içindeki Smiljan köyünde doğan Nikola Tesla, dalgalı bir eğitim dönemi geçirdi. Papaz olan ve oğlunun da bir papaz olmasını isteyen babasının istekleri aksine, Nikola Tesla Avusturya İmparatorluğu içindeki farklı şehirlerde farklı okullara gitti, farklı üniversitelerde ders aldı ve farklı işlerde çalıştı. Bu yıllarda elde ettiği teknik bilgiler ve iş deneyimi, ileriki yıllarda kariyerine, daha da önemlisi hayallerine yön verecekti.

Alternatif Akım

1884’te New York’a taşınan ve çalışmalarına burada devam eden Tesla, burada Edison’la çalışmaya başladı, fakat Edison’un Tesla’nın alternatif akım sistemlerine ilişkin buluşlarına mesafeli durmasıyla iki bilim insanı çok geçmeden yollarını ayırdı. Edison’dan önce ABD’de hiçbir evde elektrik yoktu; dolayısıyla elektriğin evlere girmesi, Edison’un geliştirdiği doğru akım sistemiyle mümkün olmuştu ve Edison ekonomik kaygılardan dolayı bu sistemi değiştirmek istemiyordu.

Yeni çeşit elektrik motorları ve jeneratörleri üzerinde çalışmaya başlayan Tesla, çok geçmeden alternatif akım sistemini geliştirdi. Tesla’nın geliştirdiği üç fazlı alternatif akım indüksiyon motoru, elektrik enerjisini mekanik enerjiye, doğru akıma göre çok daha başarılı bir şekilde çeviriyordu. Ayrıca alternatif akım daha yüksek voltaj üretmeyi mümkün kılıyor, elektriğin çok daha uzağa, çok daha ucuz bir şekilde taşınmasını mümkün kılıyordu.

Edison’la yollarını ayıran Tesla, geliştirdiği alternatif akım üreteçleri, transformatörleri ve motorlarına ilişkin buluşlarının patentlerini 1885 yılında George Westinghouse’a sattı. Böylece alternatif akımı yaymaya çalışan Westinghouse ve Tesla, doğru akım sistemlerinde ısrar eden Edison ile doğrudan rakip oldu. Bu rekabet kısa sürede büyük bir ticari savaşa dönüştü; hatta bu dönem “Akım Savaşları” olarak anılır oldu. Chicago’daki 1893 Kolomb Dünya Fuarı, Akım Savaşları için önemli bir muharebe oldu: Westinghouse ve Tesla, Edison’a kıyasla çok daha ucuz bir teklif vererek fuardaki Elektrik Pavyonu’nu aydınlatırken bütün dünya alternatif akımın bu başarısına tanık oluyordu. Zaman içinde alternatif akımın güvenilir, ucuz ve başarılı olduğu kabul edilir oldu nihayet dünyaya kanıtlanmış oldu ve doğru akım sistemleri kademeli olarak terk edildi.

Niagara Şelaleleri’nde 1896 yılında kurulan elektrik santrallerinde de alternatif akım kullanıldı (burada akan sudan elektrik üretmek Tesla’nın çocukluk hayaliydi) ve burada üretilen elektriğin Buffalo kentine iletiminde de Tesla’nın geliştirdiği sistemler kullanıldı.

Alternatif akım, Tesla’yı kimi kaynaklara göre dünyanın en zengin insanı yapabilecek bir buluştu. Westinghouse ve Tesla arasındaki kontrat, Tesla’nın üretilen enerjiyle doğru orantılı olarak para almasını öngörüyordu (ve Tesla birim başına oldukça yüksek bir rakam alıyordu). Alternatif akımın büyük başarısı yüzünden Westinghouse’un, Nikola Tesla’ya oldukça büyük bir miktar borcu olmuştu. Bu mali yük o kadar büyüktü ki Westinghouse Electric Company 1907’de batma noktasına geldi. George Westinghouse sorunu çözmek için Tesla ile konuşunca, sonradan çokça anlatıldığına göre Tesla kontratı yırttı ve alacaklarından vazgeçti.

Kablosuz Enerji

Tesla çalışmalarını daha sonra kablosuz enerji üzerine yoğunlaştırdı. 1891’de patentini aldığı Tesla bobini ile kısa mesafede enerjiyi kablosuz şekilde taşımayı başardı. Temelinde yükseltici bir transformatör olan Tesla bobini, çok çok yüksek gerilimler elde etmeyi mümkün kıldı. Tesla, kendi adını verdiği bu indükleme bobinlerini elektrikle aydınlanma, yüksek frekanslı alternatif akım ve özellikle kablosuz elektrik iletimi gibi alanlardaki deneylerinde kullandı.

O dönemde Alman bilim insanı Heinrich Rudolf Hertz’in çalışmalarından etkilenen bir grup bilim insanı, radyo dalgalarıyla ilgili deney ve araştırmalarını yoğunlaştırmıştı. 1889 yılındaki Paris Fuarı’nda Hertz’in çalışmalarıyla yakından tanışan Nikola Tesla da bu insanlardan biriydi. Tesla 1893 yılında, yani Guglielmo Marconi’nin buluşundan iki yıl önce, yeterli teknik donanım ve bilimsel birikimle radyo dalgalarıyla iletişim üzerinde yoğunlaştı, fakat bulduklarını haberleşme yerine elektriğin kablosuz aktarımı üzerine yoğunlaştırdı.

1898 yılında New York’taki Madison Square Garden’daki bir süs havuzunda ufak bir botu radyo dalgalarıyla hareket ettirerek bir alıcı ve verici arasındaki iletişimi sağlayan ilk kişi oldu. Yani daha basit bir dille uzaktan kumandayı icat etti ve patentlerine bir yenisini ekledi. “Teleotomaton” adını verdiği bu icat, bütün radyo prensiplerine, uzaktan elektrik hareketine, hatta bir de robota sahipti.

Marconi 1901 yılında “Kablosuz Telegrafi Aparatı”nın patentini aldı, fakat 1943 yılında bir ABD Yüce Mahkemesi kararı, “Marconi’nin patentinin Lodge, Tesla ve Stone’un buluşlarına bir ekleme yapmadığını” söyleyecekti.

Tesla 1899’da Colorado Eyaleti’ndeki Colorado Springs’e taşınarak yüksek voltaj/yüksek frekansla ve kablosuz enerjiyle ilgili araştırmalarına devam etti. Tesla, Dünya’nın kendisini ve atmosferi kullanarak elektriği global olarak taşıyabileceğine inanıyordu. Gerçekten de metrelerce ötedeki lambaları kablo kullanmadan yakabiliyordu. Tesla, buradaki yaklaşık iki yıllık deneylerinin sonunda New York’a Dünya’nın “elektrik titreşimleriyle hayatta olduğuna” ve elektriği sadece yeryüzünü ve gökyüzünü kullanarak aktarabileceğine ikna olmuş bir şekilde döndü.

Kablosuz Global İletişim ve Enerji Sistemi

1901 yılında New York’ta kariyerindeki en büyük başarısızlık olacak olan Wardenclyffe Kulesi projesine başladı. Tesla’nın amacı, New York’taki kuleden İngiltere’ye ve Atlantik Okyanusu’ndaki gemilere telgraf mesajları, ses, hatta görsel ve elektrik iletmekti. Yükseklikleri 90 ila 180 metre arasında değişen kuleler inşa edilmesini öngören proje, başarılı olduğu takdirde bölgeyi dünyanın iletişim merkezi yapacaktı. Tesla, tam anlamıyla olmasa da ünlü iş adamı J.P. Morgan’ı projeyi desteklemeye ikna etti. Fakat masrafın sürekli artması, Marconi’nin telegraf mesajlarını çok daha ucuza iletebilmesi (J.P. Morgan projenin en çok bu kısmıyla ilgileniyordu) ve Tesla’nın zaman içinde güvenilirliğini yitirmesi sebebiyle (uzun süre Colorado Springs’te uzaydan bir radyo mesajı aldığını iddia etmişti) proje terk edildi. Tesla, internetin ilkel bir versiyonu sayılabilecek ve “tamamlandığı takdirde dünyayı yüzyıl ileriye taşıyacak” projesini gerçekleştirebileceğinden emindi, fakat onun yerine Wardenclyffe Kulesi’nin sökülüp, elde edilen hurdanın borçlarını kapatmak için kullanılmasını izlemek zorunda kaldı.

Kablosuz Enerji

Tesla çalışmalarını daha sonra kablosuz enerji üzerine yoğunlaştırdı. 1891’de patentini aldığı Tesla bobini ile kısa mesafede enerjiyi kablosuz şekilde taşımayı başardı. Temelinde yükseltici bir transformatör olan Tesla bobini, çok çok yüksek gerilimler elde etmeyi mümkün kıldı. Tesla, kendi adını verdiği bu indükleme bobinlerini elektrikle aydınlanma, yüksek frekanslı alternatif akım ve özellikle kablosuz elektrik iletimi gibi alanlardaki deneylerinde kullandı.

O dönemde Alman bilim insanı Heinrich Rudolf Hertz’in çalışmalarından etkilenen bir grup bilim insanı, radyo dalgalarıyla ilgili deney ve araştırmalarını yoğunlaştırmıştı. 1889 yılındaki Paris Fuarı’nda Hertz’in çalışmalarıyla yakından tanışan Nikola Tesla da bu insanlardan biriydi. Tesla 1893 yılında, yani Guglielmo Marconi’nin buluşundan iki yıl önce, yeterli teknik donanım ve bilimsel birikimle radyo dalgalarıyla iletişim üzerinde yoğunlaştı, fakat bulduklarını haberleşme yerine elektriğin kablosuz aktarımı üzerine yoğunlaştırdı.

1898 yılında New York’taki Madison Square Garden’daki bir süs havuzunda ufak bir botu radyo dalgalarıyla hareket ettirerek bir alıcı ve verici arasındaki iletişimi sağlayan ilk kişi oldu. Yani daha basit bir dille uzaktan kumandayı icat etti ve patentlerine bir yenisini ekledi. “Teleotomaton” adını verdiği bu icat, bütün radyo prensiplerine, uzaktan elektrik hareketine, hatta bir de robota sahipti.

Marconi 1901 yılında “Kablosuz Telegrafi Aparatı”nın patentini aldı, fakat 1943 yılında bir ABD Yüce Mahkemesi kararı, “Marconi’nin patentinin Lodge, Tesla ve Stone’un buluşlarına bir ekleme yapmadığını” söyleyecekti.

Tesla 1899’da Colorado Eyaleti’ndeki Colorado Springs’e taşınarak yüksek voltaj/yüksek frekansla ve kablosuz enerjiyle ilgili araştırmalarına devam etti. Tesla, Dünya’nın kendisini ve atmosferi kullanarak elektriği global olarak taşıyabileceğine inanıyordu. Gerçekten de metrelerce ötedeki lambaları kablo kullanmadan yakabiliyordu. Tesla, buradaki yaklaşık iki yıllık deneylerinin sonunda New York’a Dünya’nın “elektrik titreşimleriyle hayatta olduğuna” ve elektriği sadece yeryüzünü ve gökyüzünü kullanarak aktarabileceğine ikna olmuş bir şekilde döndü.

Kablosuz Global İletişim ve Enerji Sistemi

1901 yılında New York’ta kariyerindeki en büyük başarısızlık olacak olan Wardenclyffe Kulesi projesine başladı. Tesla’nın amacı, New York’taki kuleden İngiltere’ye ve Atlantik Okyanusu’ndaki gemilere telgraf mesajları, ses, hatta görsel ve elektrik iletmekti. Yükseklikleri 90 ila 180 metre arasında değişen kuleler inşa edilmesini öngören proje, başarılı olduğu takdirde bölgeyi dünyanın iletişim merkezi yapacaktı. Tesla, tam anlamıyla olmasa da ünlü iş adamı J.P. Morgan’ı projeyi desteklemeye ikna etti. Fakat masrafın sürekli artması, Marconi’nin telegraf mesajlarını çok daha ucuza iletebilmesi (J.P. Morgan projenin en çok bu kısmıyla ilgileniyordu) ve Tesla’nın zaman içinde güvenilirliğini yitirmesi sebebiyle (uzun süre Colorado Springs’te uzaydan bir radyo mesajı aldığını iddia etmişti) proje terk edildi. Tesla, internetin ilkel bir versiyonu sayılabilecek ve “tamamlandığı takdirde dünyayı yüzyıl ileriye taşıyacak” projesini gerçekleştirebileceğinden emindi, fakat onun yerine Wardenclyffe Kulesi’nin sökülüp, elde edilen hurdanın borçlarını kapatmak için kullanılmasını izlemek zorunda kaldı.

Enerji Silahı veya “Ölüm Işını”

Tesla’nın son büyük projesi ise askeri amaçlar için kullanılabilecek oldukça güçlü ve uzun mesafeli bir silah oldu. Nikola Tesla, yoğunlaştırılmış ve sıkıştırılmış bir elektrik ışınını çok uzaklardaki hedeflere yöneltebilecek bir elektrik silahı olarak özetlenebilecek silahını 1934’te kamuoyuna açıkladı. Projesinin tamamlanmak üzere olduğunu, sadece birkaç detayın deney aşamasında kaldığını ve bu savunma silahının dünya barışına olanak tanıyabileceğini savunan Tesla’ya göre bu silah 300 kilometre mesafeden orduları durdurabilecek, uçaklar böylece bir silah olmaktan çıkacak ve ülkelerin sınırları askeri yöntemlerle aşılamayacaktı. Bu buluşun anlatıldığı 1934 tarihli New York Herald Tribune gazetesi kendisinden, “Tesla’nın buluşları onun ‘elektrik çağının babası’ sıfatını Edison’dan, Steinmetz’den veya herhangi bir kişiden daha çok hak ettiğini kanıtlıyor. Buluşunu yaptığı 700 patenti bulunuyor ve bunlardan birkaç tanesi bile bir çağı kapatıp yenisini açmaya yetecek nitelikte. Fakat artık tekrar tekrar çılgın damgası yemekten kurtulamıyor,” şeklinde bahsediliyor.

Kablosuz Enerji

Tesla çalışmalarını daha sonra kablosuz enerji üzerine yoğunlaştırdı. 1891’de patentini aldığı Tesla bobini ile kısa mesafede enerjiyi kablosuz şekilde taşımayı başardı. Temelinde yükseltici bir transformatör olan Tesla bobini, çok çok yüksek gerilimler elde etmeyi mümkün kıldı. Tesla, kendi adını verdiği bu indükleme bobinlerini elektrikle aydınlanma, yüksek frekanslı alternatif akım ve özellikle kablosuz elektrik iletimi gibi alanlardaki deneylerinde kullandı.

O dönemde Alman bilim insanı Heinrich Rudolf Hertz’in çalışmalarından etkilenen bir grup bilim insanı, radyo dalgalarıyla ilgili deney ve araştırmalarını yoğunlaştırmıştı. 1889 yılındaki Paris Fuarı’nda Hertz’in çalışmalarıyla yakından tanışan Nikola Tesla da bu insanlardan biriydi. Tesla 1893 yılında, yani Guglielmo Marconi’nin buluşundan iki yıl önce, yeterli teknik donanım ve bilimsel birikimle radyo dalgalarıyla iletişim üzerinde yoğunlaştı, fakat bulduklarını haberleşme yerine elektriğin kablosuz aktarımı üzerine yoğunlaştırdı.

1898 yılında New York’taki Madison Square Garden’daki bir süs havuzunda ufak bir botu radyo dalgalarıyla hareket ettirerek bir alıcı ve verici arasındaki iletişimi sağlayan ilk kişi oldu. Yani daha basit bir dille uzaktan kumandayı icat etti ve patentlerine bir yenisini ekledi. “Teleotomaton” adını verdiği bu icat, bütün radyo prensiplerine, uzaktan elektrik hareketine, hatta bir de robota sahipti.

Marconi 1901 yılında “Kablosuz Telegrafi Aparatı”nın patentini aldı, fakat 1943 yılında bir ABD Yüce Mahkemesi kararı, “Marconi’nin patentinin Lodge, Tesla ve Stone’un buluşlarına bir ekleme yapmadığını” söyleyecekti.

Tesla 1899’da Colorado Eyaleti’ndeki Colorado Springs’e taşınarak yüksek voltaj/yüksek frekansla ve kablosuz enerjiyle ilgili araştırmalarına devam etti. Tesla, Dünya’nın kendisini ve atmosferi kullanarak elektriği global olarak taşıyabileceğine inanıyordu. Gerçekten de metrelerce ötedeki lambaları kablo kullanmadan yakabiliyordu. Tesla, buradaki yaklaşık iki yıllık deneylerinin sonunda New York’a Dünya’nın “elektrik titreşimleriyle hayatta olduğuna” ve elektriği sadece yeryüzünü ve gökyüzünü kullanarak aktarabileceğine ikna olmuş bir şekilde döndü.

Kablosuz Global İletişim ve Enerji Sistemi

1901 yılında New York’ta kariyerindeki en büyük başarısızlık olacak olan Wardenclyffe Kulesi projesine başladı. Tesla’nın amacı, New York’taki kuleden İngiltere’ye ve Atlantik Okyanusu’ndaki gemilere telgraf mesajları, ses, hatta görsel ve elektrik iletmekti. Yükseklikleri 90 ila 180 metre arasında değişen kuleler inşa edilmesini öngören proje, başarılı olduğu takdirde bölgeyi dünyanın iletişim merkezi yapacaktı. Tesla, tam anlamıyla olmasa da ünlü iş adamı J.P. Morgan’ı projeyi desteklemeye ikna etti. Fakat masrafın sürekli artması, Marconi’nin telegraf mesajlarını çok daha ucuza iletebilmesi (J.P. Morgan projenin en çok bu kısmıyla ilgileniyordu) ve Tesla’nın zaman içinde güvenilirliğini yitirmesi sebebiyle (uzun süre Colorado Springs’te uzaydan bir radyo mesajı aldığını iddia etmişti) proje terk edildi. Tesla, internetin ilkel bir versiyonu sayılabilecek ve “tamamlandığı takdirde dünyayı yüzyıl ileriye taşıyacak” projesini gerçekleştirebileceğinden emindi, fakat onun yerine Wardenclyffe Kulesi’nin sökülüp, elde edilen hurdanın borçlarını kapatmak için kullanılmasını izlemek zorunda kaldı.

Enerji Silahı veya “Ölüm Işını”

Tesla’nın son büyük projesi ise askeri amaçlar için kullanılabilecek oldukça güçlü ve uzun mesafeli bir silah oldu. Nikola Tesla, yoğunlaştırılmış ve sıkıştırılmış bir elektrik ışınını çok uzaklardaki hedeflere yöneltebilecek bir elektrik silahı olarak özetlenebilecek silahını 1934’te kamuoyuna açıkladı. Projesinin tamamlanmak üzere olduğunu, sadece birkaç detayın deney aşamasında kaldığını ve bu savunma silahının dünya barışına olanak tanıyabileceğini savunan Tesla’ya göre bu silah 300 kilometre mesafeden orduları durdurabilecek, uçaklar böylece bir silah olmaktan çıkacak ve ülkelerin sınırları askeri yöntemlerle aşılamayacaktı. Bu buluşun anlatıldığı 1934 tarihli New York Herald Tribune gazetesi kendisinden, “Tesla’nın buluşları onun ‘elektrik çağının babası’ sıfatını Edison’dan, Steinmetz’den veya herhangi bir kişiden daha çok hak ettiğini kanıtlıyor. Buluşunu yaptığı 700 patenti bulunuyor ve bunlardan birkaç tanesi bile bir çağı kapatıp yenisini açmaya yetecek nitelikte. Fakat artık tekrar tekrar çılgın damgası yemekten kurtulamıyor,” şeklinde bahsediliyor.

Tesla bu silah önerisini mektupla birçok ülkeye sundu. Bu ülkelerden biri olan SSCB buluşla bir noktaya kadar ilgilense de Tesla çalışmalarını tamamlayacak desteği hiç bulamadı ve silah üretilmedi.

Tesla 7 Ocak 1943’te, bir süredir yalnız yaşadığı New Yorker Hotel’deki odasında öldüğünde 87 yaşındaydı. Arkasında bugün hâlâ geçerliliğini koruyan icatlar, sistemler ve prensipler bıraktı. Örneğin bu yazıyı okuduğunuz ekran, enerjisini, temelini Tesla’nın oluşturduğu modern elektrik üretim ve dağıtım sistemlerinden alıyor. Yüzlerce buluşuyla 20. yüzyıla yön veren bu büyük mucitin adı, ölümünden 17 yıl sonra 1960 yılında Uluslararası Birimler Sistemi’nde (SI) “tesla” olarak magnetik akı yoğunluğu birimine verildi.

 

Akademi Portal- Dergi

Twitter

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın