Tezde Türk IŞ Hukukunda çocuk iŞçi kavramı ve çocuk iŞçinin hakları incelenmiŞtir. Bu kapsamda giriŞ kısmında konunun neden önemli olduğunu açıklanmaya çalıŞılmıŞ ve genel geçer bir çocuk tanımı olmadığı, çocuk kavramının Aydınlanma Çağı‟nın sonrasında günümüzdeki anlamına ulaŞtığı ve hala dönüŞüm geçirmekte olduğu sonucuna varılmıŞtır. Bu tanım sorunu, uluslararası kurumların yaŞadığı tanım sorunlarında da kendini gösterdiği için önemlidir. Birinci bölümde ise uluslararası düzenlemelerde çocuk iŞçinin nasıl tanımlandığı incelenmiŞtir. Aynı bölüm içinde çocuk çalıŞmasıyla ilgili Türk Hukukunda, IŞ Hukuku dıŞında kalan alanlardaki çocuk tanımı ve çocuk iŞçi benzerleri incelenmiŞtir. Uluslararası düzenlemelerde çocuk iŞçi kavramının sadece ILO tarafından açıkça tanımlandığı, kimi zaman ILO‟nun dahi istatistikî verileri toplarken bu tanımdan saptığı görülmüŞtür. Buna göre ILO, kural olarak belirlenen standartların altında çalıŞmayı çocuk iŞçiliği olarak tanımlamaktadır. Ulusal düzenlemeler açısından ise 4857 sayılı IŞ Kanunu‟na gelininceye kadar çocuk iŞçi tanımına mevzuatımızda yer verilmemiŞtir. Ikinci bölümde incelenen 4857 sayılı IŞ Kanunu ise çocuk iŞçiyi, 14 yaŞını bitirmiŞ 15‟ini tamamlamamıŞ ve ilköğrenimini bitirmiŞ çocuk olarak tanımlamıŞtır. Bu tanım uluslararası alandaki çocuk iŞçi tanımını karŞılamamaktadır. Türk Hukuku‟ndaki çocuk iŞçi kavramı „çocuk iŞçiliği ile mücadele‟ politikalarında da karıŞıklıklara sebep olunmaması için uluslararası düzenlemelerle paralel hale getirilmelidir. Kanımızca çalıŞan çocuklara iliŞkin düzenlemeler tek kanun altında toplanmalı, bu kanunun belirlediği yeknesak düzenlemelere aykırı çalıŞan çocuklar da çocuk iŞçi kabul edilmelidir. Konunun tek bir kanun tarafından düzenlenmesi hem hukukun korumasında olan çocukların kapsamını geniŞletecek, hem de belirlenen standartların altındaki tüm çalıŞma biçimlerinin, çalıŞmanın hangi kanuna tabi olduğuna bakılmaksızın çocuk iŞçiliği sayılmasını mümkün kılacaktır. Böylece iç hukukla uluslararası düzenlemeler ve de çocuk iŞçiliği ile mücadele politikaları ile uyum sağlanmıŞ olacaktır.
——————————————————————————-
Tezde Türk IŞ Hukukunda çocuk iŞçi kavramı ve çocuk iŞçinin hakları incelenmiŞtir. Bu kapsamda giriŞ kısmında konunun neden önemli olduğunu açıklanmaya çalıŞılmıŞ ve genel geçer bir çocuk tanımı olmadığı, çocuk kavramının Aydınlanma Çağı‟nın sonrasında günümüzdeki anlamına ulaŞtığı ve hala dönüŞüm geçirmekte olduğu sonucuna varılmıŞtır. Bu tanım sorunu, uluslararası kurumların yaŞadığı tanım sorunlarında da kendini gösterdiği için önemlidir. Birinci bölümde ise uluslararası düzenlemelerde çocuk iŞçinin nasıl tanımlandığı incelenmiŞtir. Aynı bölüm içinde çocuk çalıŞmasıyla ilgili Türk Hukukunda, IŞ Hukuku dıŞında kalan alanlardaki çocuk tanımı ve çocuk iŞçi benzerleri incelenmiŞtir. Uluslararası düzenlemelerde çocuk iŞçi kavramının sadece ILO tarafından açıkça tanımlandığı, kimi zaman ILO‟nun dahi istatistikî verileri toplarken bu tanımdan saptığı görülmüŞtür. Buna göre ILO, kural olarak belirlenen standartların altında çalıŞmayı çocuk iŞçiliği olarak tanımlamaktadır. Ulusal düzenlemeler açısından ise 4857 sayılı IŞ Kanunu‟na gelininceye kadar çocuk iŞçi tanımına mevzuatımızda yer verilmemiŞtir. Ikinci bölümde incelenen 4857 sayılı IŞ Kanunu ise çocuk iŞçiyi, 14 yaŞını bitirmiŞ 15‟ini tamamlamamıŞ ve ilköğrenimini bitirmiŞ çocuk olarak tanımlamıŞtır. Bu tanım uluslararası alandaki çocuk iŞçi tanımını karŞılamamaktadır. Türk Hukuku‟ndaki çocuk iŞçi kavramı „çocuk iŞçiliği ile mücadele‟ politikalarında da karıŞıklıklara sebep olunmaması için uluslararası düzenlemelerle paralel hale getirilmelidir. Kanımızca çalıŞan çocuklara iliŞkin düzenlemeler tek kanun altında toplanmalı, bu kanunun belirlediği yeknesak düzenlemelere aykırı çalıŞan çocuklar da çocuk iŞçi kabul edilmelidir. Konunun tek bir kanun tarafından düzenlenmesi hem hukukun korumasında olan çocukların kapsamını geniŞletecek, hem de belirlenen standartların altındaki tüm çalıŞma biçimlerinin, çalıŞmanın hangi kanuna tabi olduğuna bakılmaksızın çocuk iŞçiliği sayılmasını mümkün kılacaktır. Böylece iç hukukla uluslararası düzenlemeler ve de çocuk iŞçiliği ile mücadele politikaları ile uyum sağlanmıŞ olacaktır.








































