Islak termometre sıcaklığı nedir ve neden önemlidir?

Kuzey yarımkürede yaz aylarının başlamasıyla birlikte Avrupa’nın büyük bir kısmı, ABD’nin bazı bölgeleri ile kuzeydoğu Asya’da sıcaklıklar mevsim normallerinden çok daha fazla.

Bu, özellikle yaşlılar, çocuklar ve hastalar için sağlık riski oluşturuyor.

İspanya’nın meteoroloji servisine göre, 28 Haziran’da El Granado kasabasında 46°C ile Haziran için yeni bir sıcaklık rekoru kırıldı. Ayrıca bu ayın, şimdiye kadarki en sıcak Haziran olduğu söylendi.

Ancak rakamlar yanıltıcı olabilir. Yüksek sıcaklıklar, düşük nem oranına sahip kuru ülkelerle (örneğin orta Kanada), nemli iklimlerde (örneğin Basra Körfezi çevresinde) aynı “hissi” vermez ve aynı derecede tehlikeli değildir.

İşte burada, ısı ve nemin potansiyel olarak ölümcül kombinasyonunu ölçmenin bir yolu olarak ıslak/yaş termometre sıcaklığı devreye giriyor. Peki ıslak termometre sıcaklığı nedir ve nasıl çalışır?

Islak termometre sıcaklığı nedir?

Herkes “sıcaklık” kelimesini bilir. Termometre havanın ne kadar sıcak olduğunu söyler.

Islak termometre sıcaklığı, ısı ve nem kombinasyonunun etkisini, yani havada ne kadar nem veya su buharı olduğu ölçer.

Sıcak hava Vücudumuzu nasıl etkiliyor?

(Kaynak: İngiltere halk sağlığı)

Bunu nasıl ölçeriz?

En basit haliyle, termometre bir pamukla ya da ince bezle sarılır. Sonra üzerine su püskürtülür ve ıslatılır.

Bu, suyun buharlaştığı sıradaki sıcaklığın ne olduğunu söyler. Bu su, ısı sıcaklığını beraberinde götürür, buharlaşarak sıcaklığı düşürür. Bu sıcaklık “ıslak termometre sıcaklığıdır”.

Neden önemli?

İnsanlar terleyerek serinler: Ciltten atılan su, fazla vücut ısısını götürür ve buharlaştığında, bu ısıyı da alır.

Bu işlem kuru bölgelerde iyi çalışır, ancak gerçekten sıcak, nemli bölgelerde çok daha az etkili olabilir.

Dışarıdaki sıcaklık vücut sıcaklığına yakınsa, nem yüksekse, terleyerek serinlemek zordur.

Bunun nedeni, havanın daha fazlasını alamayacak kadar nemle yüklü olması ve bu nedenle terin buharlaşmasının yavaşlamasıdır.

Aşırı durumlarda, hiç terleyemeyiz ve bu da ölüme yol açabilir.

Hangi sıcaklık tehlikelidir?

2020 yılında yapılan bir araştırmada, vücudun üst fizyolojik sınırı 35°C’lik ıslak termometre sıcaklığıdır.

Science Advances dergisinde yayımlanan 2020 tarihli bir çalışma, “35°C’lik ıslak termometre sıcaklığının üst fizyolojik sınırımız olduğu ve çok daha düşük değerlerin ciddi sağlık etkilerine sebebiyet verdiğini” buldu.

Isı ve nemin birleşimi 35C°C’lik bir ıslak termometre sıcaklığının üzerindeyse, insan vücudu çevreye ısı yaymayı bırakır. Organlar çalışmayı durdurabilir ve ölümcül bir etkisi olabilir.

Bu durumdaki insanlar klimaya erişemezse, birkaç saat içinde ölebilirler.

Gölgede, giysisiz ve içme suyuna sınırsız erişimi olan, dinlenen ve sağlıklı kişiler bile hayatta kalma mücadelesi verir.

Ancak nadiren uzun süreler boyunca veya geniş alanlarda 35°C ıslak termometre sıcaklığına ulaşmıştır.

Yine de durum her zaman böyle olmayabilir.

Peki küresel ısınma?

Fransa, Haziran ayında yılın ilk sıcak hava dalgasını yaşadı ve sıcaklıklar 38 dereceye kadar yükseldi.

Hava ne kadar sıcaksa, o kadar fazla nem tutabilir. Dolayısıyla küresel sıcaklıklar arttıkça, ıslak termometre sıcaklıklarının yükselmesine neden olacak daha fazla nem görmemiz muhtemeldir.

2020 Science Advances araştırmasına göre, dünyanın belirli bölgelerinde, Güney Asya ve Basra Körfezi gibi, aşırı sıcaklık/nem kombinasyonları son 40 yılda iki katına çıktı.

Araştırma, küresel ısınmayı sınırlamak için hiçbir önlem alınmazsa bu tehlikeli seviyelerin çok daha yaygın olacağını ve çok daha uzun süreceğini öngörüyor.

Ancak 35°C eşiğine ulaşılmasa bile, ıslak termometre sıcaklıkları sıcak hava dalgalarının yaşam için en büyük tehdidi nerede oluşturduğunu ve kimin en fazla risk altında olduğunu gösterebilir.

“Örneğin Hindistan’da inşaatta, teslimatta çalışanlar işlerini yapmak için dışarı çıkmak zorundalar. Maaşları iklimden bağımsız olanların aksine, geçimlerini sağlamanın başka bir yolu yok” diyor Indian School of Business’ta Araştırma Direktörü Anjal Prakash.

Sıcak havada sağlıklı kalabilmek için bir kaç ipucu

Bu bilgi hayatları nasıl kurtarabilir?

Islak termometre ölçümleri, hangi alanların yaşamı tehdit edecek seviyelere geldiğini anlamamıza yardımcı olur ve hükümetler uyum sağlamak için harekete geçebilir.

“Örneğin, tahminler bazı alanlarda ıslak termometre sıcaklıklarının on yıl içinde 35C’ye ulaşmasının muhtemel olduğunu gösteriyorsa, hükümetler erken uyarı sistemleri kurarak, okul saatlerini değiştirerek ve belirli soğutma önlemleri benimseyerek uyum sağlayabilir” diyor Profesör Prakash.

Daha kötüye gidecek mi?

Bilim insanları küresel sıcak hava dalgalarının artmasından giderek daha fazla endişe duyuyor.

2022’de Güney Asya’nın yoğun bir sıcak hava dalgası yaşadı. Hindistan ve Pakistan rekor kıran sıcaklıklar gördü. Yeni Delhi’de sıcaklık 50C’ye kadar ulaştı.

Prof. Prakash BBC’ye “Pakistanlıların dışarı çıktıklarında kendilerini ateşle çevrili gibi hissettiklerini söylediklerine dair hikayeler okudum. Sıcak havayı böyle tanımlıyorlar” dedi.

2023 yaz sıcak hava dalgası Avrupa’nın çoğunu, özellikle Yunanistan, İtalya, İspanya, Türkiye ve Kıbrıs gibi Akdeniz çevresindeki ülkeleri etkiledi. Sıcaklıklar bazı bölgelerde gündüzleri 40-45C’ye ulaştı.

2023’te rekor seviyedeki küresel sıcaklıklar, Kanada ve ABD’deki yoğun sıcak hava dalgalarından ve orman yangınlarından, Doğu Afrika’nın bazı bölgelerinde uzun süreli kuraklığa ve ardından sellere kadar dünyanın büyük bir bölümünde birçok aşırı hava olayının yaşanmasına katkı sağladı.

2024’teki küresel ortalama sıcaklıklar, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,55C daha yüksekti.

Birleşmiş Millerler (BM) Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, son on yıl (2015-2024) şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak dönemdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “2024’teki kavurucu sıcaklıklar, 2025’te çığır açan iklim eylemleri gerektiriyor” dedi.

“İklim felaketinin en kötüsünden kaçınmak için hala zaman var. Ancak liderler şimdi harekete geçmeli.”

(Kaynak: NHS)

Sıcak havalar vücudumuzu nasıl etkiliyor, kimler risk altında?

Hava şartları ne olursa olsun vücudumuz ortalama 37,5 santigrat derece vücut ısısını korumak üzere çaba gösterir.

Bu, insan vücudunun en iyi şekilde çalışmasını sağlayan vücut ısısıdır.

Hava sıcaklığı arttıkça vücut ısısını düşürmek üzere vücudumuzun daha fazla çalışması gerekir. Isı kaybını sağlamak için deriye yakın damarlar genişler ve terlemeye başlarız.

Terin buharlaşması yoluyla deri üzerinden ısı kaybı artar.

Ne zaman sorun başlar?

Hava sıcaklığı yükseldikçe bu işlemlerin vücut üzerindeki zorlayıcı etkisi de artmış olur.

Damarların genişlemesi nedeniyle tansiyon düşer ve vücutta kan dolaşımını sağlamak için kalbin daha hızlı ve yoğun çalışması gerekir.

Damarlarda sızıntı yüzünden isilik veya ayaklarda şişme baş gösterir.

Tansiyon daha fazla düşerse hayati organlara yeterince kan ulaşamaz ve kalp krizi riski artar.

Terleme yüzünden vücutta sıvı ve tuz kaybı olur ve bunlar arasındaki denge bozulur.

Tansiyonun düşmesiyle birlikte bu sorun, sıcak bitkinliği olarak adlandırılan soruna yol açar. Bunun belirtileri şunlardır:

  • Baş ağrısı
  • baş dönmesi
  • bulantı
  • terleme
  • baygınlık
  • halsizlik
  • akıl karışıklığı
  • kramp

Sıcak bitkinliği olan kişiye ne yapmalı?

Vücuttaki aşırı ısınma yarım saat içinde düşerse sıcak bitkinliği normalde ciddi bir sonuç doğurmaz.

İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) bu soruna maruz kalan kişiler için şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Kişinin serin bir yere götürülmesi
  • Ayakları hafif yüksek olacak şekilde yatırılması
  • Bol su içirilmesi – sporcuların içtiği veya sıvı kaybı için kullanılan içecekler de verilebilir
  • Derinin serinletilmesi için yelpazeleme ve spreyleme veya süngerle, özellikle koltuk altı ve boyuna soğuk su uygulaması
  • Ancak 30 dakika içerisinde düzelme olmaması halinde sıcak çarpması baş gösterir.

    Bu acil müdahale gerektiren bir sorundur.

    Kişinin vücut ısısı 40 dereceyi aşmış olsa da terleme durmuştur ve nöbet geçirme veya bilinç yitimi olabilir.

    Kimler daha fazla risk altında?

    Sağlıklı kişiler sağduyulu önlemler alarak sıcak havadan korunabilir. Ancak bazı insanlar daha büyük risk altındadır. Bunlar:

  • Yaşlılar
  • Kalp hastalığı gibi kronik hastalıkları olanlar
  • Diyabet hastaları – tip 1 ve tip 2 diyabet nedeniyle vücut daha hızlı su kaybeder ve hastalığın yol açtığı bazı komplikasyonlar damarların yapısında ve terlemede değişime yol açabilir
  • Bebekler ve çocuklar ile demans (bunama) gibi beyinsel hastalıkları olanlar- vücut ısılarının arttığını anlayıp gerekli önlemleri alamazlar
  • Evsizler ve çatı katında oturanlar – güneşe ve sıcağa daha fazla maruz kalırlar
  • Bazı ilaçlar sıcak çarpması riskini artırır mı?

    Evet, bazı ilaçlar sıcak çarpması riskini artırır. Ama ilaçları tavsiye edildiği şekliyle almaya devam etmek ve serinlemek ve yeterli sıvı almak için daha fazla çaba göstermek gerekir.

    İdrar söktürücü diüretik ilaçlar vücudun su kaybını artırır. Kalp yetmezliği gibi sorunlar nedeniyle bu tür ilaçlar yaygın kullanılıyor. Hava sıcaklığı arttığında bu ilaçlar vücutta su kaybı ve mineral dengesinin bozulması riskini artırıyor.

    Yüksek tansiyon ilaçları, damarları genişleterek tansiyonun düşmesini sağlar; ancak sıcağa karşı vücut ısısını düşürmek için vücudun otomatik tepkisi de damarların genişlemesidir. İkisi birleştiğinde tansiyondaki düşme tehlikeli boyutlara ulaşabilir.

    Bazı epilepsi ve Parkinson hastalığına karşı ilaçlar ise terlemeyi önlediğinden vücudun serinlemesini zorlaştırabilir.

    Ayrıca sıcak nedeniyle vücutta fazla sıvı kaybı olduğunda lityum ve statin içeren ilaçların kandaki yoğunluğu da artarak sorunlara yol açabilir.

    Sıcak hava ölüme yol açar mı?

    Evet. Dünyada her yıl binlerce kişi aşırı sıcak hava nedeniyle hayatını kaybediyor. İngiltere’de bu sayı 2000 civarında.

    Bu ölümlerin çoğu, vücut ısısını belli bir düzeyde tutma çabasının yarattığı baskıdan dolayı ortaya çıkan kalp krizi ve inme nedeniyle oluyor.

    Hava sıcaklığı 25-26 dereceyi aştığında ölüm oranı da artıyor.

    Isı ve nem bileşiminin ölümcül olduğu nokta

    (Kaynak:Penn Devlet Üniversitesi)

    Ancak araştırmalar, ölümlerin “yaz ortasında” değil de ilkbahar ve yaz başlangıcı döneminde meydana gelen sıcaklık artışlarından kaynaklandığını gösteriyor.

    Geçmişteki sıcak hava dalgaları incelendiğinde, ölümlerin büyük oranda bu dalganın ilk 24 saatinde gerçekleştiği görülüyor.

    Bu durum soğuk hava dalgalarının etkisiyle tezat oluşturuyor. Ölümcül sonuçlara yol açabilen soğuk havanın etkisini göstermesi daha uzun sürüyor.

    2010’da yapılan ve Avrupa’daki 9 kentte sıcak hava dalgasının ölüm oranları üzerindeki etkisini inceleyen araştırmada, bu artışın yüzde 7,6 (Münih) ile yüzde 33,6 (Milano) arasında değiştiği görüldü.

    2003’teki sıcak hava dalgasında Avrupa’da 70 bin ek ölümün meydana geldiği tahmin ediliyor.

    Gece ve gündüz sıcaklığı

    Hava sıcaklığı doğal olarak güneş gördüğümüz gündüz saatlerinde daha yüksek, ama gece sıcaklığı da hayati önem taşıyor.

    Vücudun dinlenmeye ihtiyacı var. Vücut ısısını düşürme çabası gündüz ve gece devam ederse sağlık sorunları riski de artıyor.

    Sıcak havalarda ne yapmalı?

    Bu sorunun cevabı basit: Vücudu serin tutmak ve su kaybını önlemek gerekir.

    Bunun için de bazı davranışları değiştirme ihtiyacı doğabilir. Örneğin her gün koşuyorsanız bunu öğle saatlerinde değil de akşam hava daha serinken yapabilirsiniz.

    Vücuttaki sıvı seviyesini dgede tutmak için yeterince su içtiğinizden emin olun. Süt, çay, kahve gibi içecekler de tüketilebilir.

    Alkol alımına ise dikkat etmek gerekir, zira fazla alkol vücudun su kaybetmesi riskini artırır.

    Vücudu serin tutmak önemlidir. Dışarısı evden daha sıcaksa perdeleri çekip evde kalmak daha yararlı olabilir. Esintili bir havada parkta gölgede dolaşıp sonra eve gitmeyi daha cazip bulanlar da olabilir.

    Bu makalede bir çok yabancı devlet araştırma üniversiteleri ve sağlık örgütlerinin verilerinden yararlanılmıştır.

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın