Cinsel Eğitim mi, Mahremiyet Eğitimi mi

Çocuklara cinsel eğitim verilmesinin tacizleri önleyebileceği yönündeki yapılan açıklamalar ve uygulamaların, sonunu daha da dallanıp budaklandırdığı kanaati hakim.

Sorgulayıcı bilimsel yaklaşımdan uzak olarak ele alınan çocuklara cinsel eğitim konusu, malesef Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına kadar girmiş durumda.

Ergenlik dönemi değişim projesi (ERDEP) kapsamında 6-7. sınıf kız -erkek öğrencilere bu süreçte yaşayacakları bedensel, ruhsal , ve sosyal değişimler anlatılıyor. Cinsel eğitimlerin verilmesi, taciz ve cinsel istismar konularını daha da problemli hale getiriyor…

Nasıl:?

Bir grup çocuğa aynı ortamda cinsel bilgi vermek, ne taciz olaylarının önlenmesinde ne de çocukların cinsel kimliklerinin sağlıklı şekilde oluşmasında doğru bir yöntemdir.

Zira çocukta cinsel öğrenimin tedricen ve adım adım gerçekleşmesi gerekiyor. Cinsel kimlik oluşumunda en kritik nokta, çocuğun rûhi ve zihnî gelişimi ölçüsünde “çok hassas´´ ve “bilinmesi gerektiği kadar bilgi” prensibi ile eğitim verilmesidir

‘Bir grup içinde cinsel eğitim verilmesi çocuğun utanma duygusunu zedeler.’

Böylece kişinin “özel´´ dünyası “genel´´e açılır.

Halbuki okullarda ve kalabalık bir grup içersinde hangi çocuğuni hangi oranda cinsel bilgiyi sindirebileceği önceden kestirilemez. Her birinin konu hakkında ön bilgisi farklı olabileceği gibi, anlatılan konuların hangi çocuğu  nasıl etkileyeceği de tahmin edilemez. Verilen bilgiler bir kısım çocukta negatif etkiler doğurabilir…

Örneğin, mastürbayon yapan gençlerin belirli bir kısmının, “mastübasyonun zararları” konulu bilgilendirici bir toplantıdan sonra merak ederek buna başladığı da unutulmamalıdır.

Doğru Bilinen Yanlışlar: Cinsel Eğitim mi, Mahremiyet Eğitimi mi?

Grup içinde cinsel  eğitimin ikinciolumsuz önü; böyle bir ortamın çocuğun utanma duygusunu zedelemesidir.

Zira cinsellik her çocuğun kendine “özel” dünyasıdır ve bunun “genel”e açılması çocuğun sınırlarını ayarlayamamasına sebep olabilir. Ayrıca cinsel eğitimin doğal neticesi olarak;  önceden konuşulmasından çekinilen konular  artık arkadaş arasında kontrolsüzce konuşulmaya, esprilere konu olmaya başlar.

Aileler her ne kadar çocuklarının öğretmen gözetiminde doğru bilgiler aldığını düşünüyor olsalar da, ders çıkışında  öğrencilerin kendi aralarında cinsel konuları konuşmaya devam edeceği, doğruluğu belli olmayan ve filtreden geçmemiş bilgileri kontrolsüzce paylaşılacağı unutulmamalıdır.

Bu ve buna benzer onlarca sebep analiz edildiğinde, çocuklara okullarda ve toplu mekânlarda cinsel eğitim verilmesi doğru değildir. Davranış bozukluğu sergileyen gençler ile yapılan terapi görüşmelerinde görülmektedir ki  bir çok çocuğun kendi sınırlaırını gereksiz yere ilk kez aştığı dönem, vaktinden önce ve ihtiyaç olmadığı halde verilen cinsel bilgilerin alındığı dönemlerdir.

Bir sonraki makaleyi buradan takip edebilirsiniz: >> İstenmeyen gebelik ve bulaşıcı hastalık korkusu     

 

Uzman Pedogog

 

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın