CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından, 4 Haziran 2023 tarihi öncesi Danışman ve Başdanışman olarak atanan tüm kişilerin, görevleri 14 Haziran 2023 tarihi itibari ile sonlandırılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi adına yaptıkları çalışmalar için her birine ayrı ayrı teşekkür ederiz” denildi.

Kılıçdaroğlu’nun görevine son verdiği danışmanlarının yerine yeni görevlendirmeler yapması bekleniyor.

Engin Özkoç, örgütlerden sorumlu başdanışman olacak

Bu çerçevede milletvekilliğine aday olmayan eski grup başkanvekili Engin Özkoç, örgütlerden sorumlu başdanışman olarak görevlendirilecek.

Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) yaptığı değişiklikte, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığını kaldırmış ve örgütleri kendisine bağlamıştı.

Özkoç, Parti Meclisi (PM) üyesi olmadığı için yeni MYK’da da görev alamamıştı.


İmamoğlu davası: İçişleri Bakanlığı müdahil oldu, duruşma 30 Kasım’a ertelendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüm danışmanlarının görevine son verdi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla yargılandığı dava bugün başladı. İçişleri Bakanlığı davaya müdahil oldu. İmamoğlu dahil 7 sanık hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Duruşma 30 Kasım’a ertelendi.

İçişleri Bakanlığı’nın ihbarı üzerine Ocak ayında açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

İmamoğlu duruşmaya katılmadı.

Davayı takip etmek isteyen gazetecilere ilk etapta izin verilmedi. İtirazların ardından basın mensupları duruşma salonuna alındı.

Savcılık, İmamoğlu ve diğer sanıklar hakkında kamuoyunda “siyaset yasağı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu’nun “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. maddesinin uygulanmasını da talep ediyor.

Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Ekrem İmamoğlu’nun bu ihalede herhangi bir imzası yoktur. Dolayısıyla bu davanın içerisine İmamoğlu’nun dahil edilmeye çalışılması hukuki garabetten ibarettir” dedi.

Dava konusu soruşturma, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine dayanıyor.

Günaydın dava sürecini şu şekilde anlattı:

“2015 yılında, yani İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın ilk yıllarında ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla bir soruşturma yürütülmüştü. Burada Danıştay soruşturma iznini iptal etmişti. Çünkü iddiaların tümü geçerli değildi.

“2020 yılından itibaren Süleyman Soylu yönetimindeki İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilen mülkiye müfettişleri bu davayı yeni bir forma dönüştürdüler. Hazırladıkları müzekkereyi savcılığa yollayarak, savcılığın incelemesini sağladılar. İddianame düzenlendi ve bugün ilk duruşmasını yaptık.”

Günaydın, İmamoğlu ile birlikte yargılanan Beylikdüzü Belediyesi’nde çalışan sanıkların duruşmada sorulara şu yanıtları verdiğini anlattı:

“İddia ettiğiniz gibi ihale dosyasında baştan olması gereken belgelerin yokluğu söz konusu değildir. Zarf açma tutanağındaki bunu net olarak görebilirsiniz. Sonradan sunulması gereken belgeler, önceden sunulması zorunluymuş gibi sunulamaz, böyle bir iddianame düzenlenemez. “

İddianamede 250 bin TL’lik kamu zararı olduğu da öne sürüldü.

Günaydın, bu konuda Beylikdüzü Belediyesi çalışanlarının, “O yıl asgari ücrette önemli bir artış olmuştu. Bu yansıtıldı. Herhangi bir kamu zararına uğratma söz konusu değildir” dediklerini aktardı.

İmamoğlu’nın avukatı Kemal Polat: Hukuki temeli olmayan boş bir dava

İçişleri Bakanlığı’nın davaya müdahil olma talebinin kabul edildiğini belirten Günaydın, “Bugün İçişleri Bakanlığı’nın avukatı, davaya müdahil olma talebinde bulunmuştur. Ali Yerlikaya’nın temsil ettiği bakanlığın avukatının bu talebi mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Bu andan itibaren İçişleri Bakanlığı davadan zarar gördüğü iddiasıyla müdahil olmuştur. İçişleri Bakanlığı’nın ne gibi bir müdahale ve davadan zarar görme durumu ve hakkı vardır?” dedi ve şöyle devam etti:

“Bütün bunlar sürecin siyasi yürüdüğünün en açık işaretleridir.”

İmamoğlu’nın avukatı Kemal Polat, duruşma öncesi B B C ’ye yaptığı açıklamada yargı süreciyle ilgili olarak “hukuki temeli olmayan boş bir dava” dedi.

Kemal Polat, “Sayın İmamoğlu’nun denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni vardı. İtiraz ederek Danıştay’a başvurduk. Danıştay soruşturma iznini kaldırdı, ancak savcılık soruşturmaya devam etti. Sayın İmamoğlu’nun denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği iddiaları, ‘ihaleye fesat karıştırma’ iddianamesinin içerisine karıştırılarak bir iddianame hazırlandı” diye konuştu.

Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Denetim ve gözetim görevini yerine getirmemek ayrı, ihaleye fesat karıştırmak ayrı. Bu iddianame ‘ihaleye fesat’ diye hazırlanmasına rağmen, iddiaların tamamı denetim ve gözetim görevini yerine getirmediğine ilişkin. Bu nedenle kendi içerisinde çelişiyor.”

Habertürk TV Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’ın haberine göre Beylikdüzü Belediyesi, Kültür Merkezleri’nde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi ihalesine çıktı. İhaleyi kazanan firmanın yeterliliğinin bulunmadığını öne süren başka bir firma itirazda bulundu. Ancak bu itiraz belediye yetkililerince reddedildi.

Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı 29 Aralık 2015’te gerçekleştirilen ihale süreciyle ilgili inceleme başlattı.

İmamoğlu’na daha önce siyasi yasak ve hapis cezası verilmişti

Ekrem İmamoğlu geçen yıl Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almıştı.

Siyasi yasak da öngören ceza, İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından da onanırsa uygulamaya konacak.

İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa’da yaptığı bir konuşmada, iktidarın aynı yıl yapılan İstanbul’daki yerel seçimi, “YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” savunmuştu.

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil” demişti.

İmamoğlu aynı gün İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK’nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.

Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci başlamıştı.

İmamoğlu, dava sürecinde yaptığı farklı açıklamalarda “hukuksuz” olarak gördüğünü belirttiği davaya tepki göstermiş; “ahmak” ifadesini kullanırken YSK üyelerini değil, kendisi için bu kelimeyi sarf eden dönemin İçişleri Bakanı Soylu’ya yanıt verdiğini söylemişti.

Bu haberin yazılmasında birden çok fazla haber kaynağından yararlanılmıştır.

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın