Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde yürütülen askeri operasyonda 13 Vatandaşımızın cansız bedenine ulaşıldığını açıkladı.
Akar “Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) bugün yayınlanan bir PKK açıklamasında ise bu kişilerin Türkiye’nin hava saldırıları sonucu hayatını kaybettiği aktarılmıştı.
Malatya Valisi Aydın Baruş ise 13 kişinin hava saldırıları sonucu öldüğü yönündeki iddiaların “yalanca ve alçakça bir provokasyon” olduğunu söyledi.
İngiliz basın yayın organı BBC’ye konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan cenazeleri teşhis eden bir ailenin, oğullarının kafasında bir kurşun yarası olduğunu gördüğünü söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Sosyal medya platformlarında ‘Esir kampını Türkiye bombaladı’ ve benzeri şekilde paylaşımlar” ile kaçırılan kişilerin görüntülerini yayınlayanlar hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Ajanslar HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında da paylaşımları nedeniyle soruşturma başlatıldığını aktarıyor.
Gergerlioğlu, ANF’nin yayınladığı ve bir rehinenin konuştuğunun görüldüğü bir videoyu paylaşarak “Mesele kim olursa olsun insanı yaşatmak olmalıydı, ölümle çözüm olmaz, insanlarımızı yaşatmalıyız” demişti.
PKK elindeki esir askerlerin yakınları 2,5 sene önce bana başvurmuştu. Sağsalim dönüşleri için yardım istemişlerdi. Bir barış ortamı olsa belki o insanlar hayatta olurdu. Barış, hayat için her şeyi yapardım ama devlet yetkilileri böyle bir şeyi hiç düşünmedi, adım atmadı.
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) February 14, 2021
Hüda Kaya ise Türkiye’nin esir kampını bombaladığını ve öldükleri anlaşılınca durduğunu söylediği paylaşımında “Bu ailelere kapılarını kapatanlar şimdi bu ailelerin evlatlarının kanları üzerinden rant ve çıkar elde etme yolunu tercih ettiler ve bunun için çalıştılar ve yarışıyorlar” ifadelerini kullanmıştı.
ANF bir süre önce PKK kaynaklarına dayandırdığı bir haberinde alıkonulan kişilerin asker, polis ve MİT görevlisi olduğunu öne sürmüş ve isimlerini yazmıştı. ANF haberinde devlet yetkililerinin ellerindeki esirleri almaya dönük herhangi bir girişimde bulunmadığını, yerlerini tespit etmeye çalışarak hava saldırılarıyla bu personellerini öldürmek istediğini iddia etmişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “PKK ile aynı açıklamaları yapmaktan utanmayan, aynı yalanlara sahip çıkan haysiyetsizler var. Evlatlarımıza ve ailelerine çektirdiklerinin hesabı soruldu, sorulacak. Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün” ifadelerini kullandı.
Operasyona katılan üç asker hayatını kaybetti
Bugün bir açıklama yapan Hulusi Akar da “Keşke 13 vatandaşımızı oradan sağ salim çıkarabilseydik. Ancak alçaklar, caniler, bu silahsız masumları yaptıkları katliamla şehit ettiler” dedi.
Akar operasyonda barınak, sığınak, mühimmat depoları ve karargahların tahrip edildiğini söyledi, “Kara operasyonunun başlangıcında 3 kahraman personelimiz şehit olmuş, 3 personelimiz de yaralanmıştır” dedi. Akar bu operasyon için askerlere model arazide özel eğitimler verildiğini de ekledi.
Türk basınında yer alan haberlerde, operasyon sırasında 50’den fazla PKK’lının öldürüldüğü yer aldı.
Silahlı Kuvvetleri 10 Şubat’ta Gara’da PKK’nın kontrolü altındaki noktalara yönelik Kartal Pençe-2 adlı bir harekat başlatmıştı.
Türkdoğan: Muhatap alınsaydı çözülebilirdi
İHD Başkanı Türkdoğan İngiliz basın yayın organı BBC ‘ye yaptığı açıklamada “Gürsel Bey, oğlu Semih Özbey’in cenazesini teşhis etmiş durumda” dedi.
Türkdoğan yaşananlarla ilgili şunları söyledi:
“Bu gerçekten de çok kötü bir son oldu, bugüne kadar böyle bir durumla hiç karşılaşmamıştık. Eskiden alıkonulanlar bir şekilde serbest bırakılırdı. Biz son grup için beş yıldır uyarıştık, ailelerle birlikte kaç defa basın açıklaması yaptık, çağrıları yaptık, girişimlerde bulunduk ama sonuç alamadık ne yazık ki.
“Mecliste ve farklı kurumlarda çok görüşme gerçekleştirdik. Devlet bize ‘Örgütü muhatap almayız’ dediği için bu kadar uzun sürdü, açık ya da dolaylı muhatap alsalardı belki çözebilirdik.
“Görüşmeler sırasında bize ‘Gidip alabilirseniz alın’ dediler. Gidip almayı çok istediğimizi, söyledik ama örgüt devletle iletişim kurmak istediği için tek başımıza gitmemizin yarar sağlamayacağını ifade ettik. Beş yıldır bu insanlarımızın sağ kurtarılması için çok mücadele ettik ve bunun ölümle sonuçlanması gerçekten çok üzücü.”
Özdoğan ölümlerde hem devletin hem de PKK’nın sorumluluğunun bulunduğunu aktardı:
“Fırsat yakaladık olmadı, askeri operasyonlar olduğu için karşı taraf hep geri adım attı, bu sefer de bir girişim başlatmıştık ama bu operasyonla maalesef hepsi de hayatını kaybetti.
“Bu insanları kurtaramadığımız için çok üzgünüz, neyi eksik yaptık, daha fazla ne yapabilirdik diye sorup duruyoruz. Ama birbirine keskinleşmiş iki taraf var ve ne yazık ki güçlü bir kamuoyu oluşamadı. Örneğin muhalefet partileri bu sorumluluğu üstlense çözebilir miydik? ama onlar da açıktan sahiplenmedi ve terörle mücadele tanımı her şeyi esir aldı.”
Hayatını kaybeden Türk vatandaşları kim?
Hayatını kaybeden 13 kişinin naaşı Malatya Adli Tıp Kurumu’na getirildi, cenazelerin tespiti için aileler Malatya’ya çağrıldı.
Malatya Valisi Baruş bugün düzenlediği basın toplantısında hayatını kaybeden 13 kişiden 10’unun kimliğinin tespit edildiğini duyurdu.
Malatya Valisi Baruş ailelere başsağlığı diledi
Bu kişilerin 2015 ve 2016 yılları arasında PKK tarafından kaçırılan ve “yıllar boyunca Irak’ın farklı bölgelerinde gezdirilen kişiler” olduğunu söyleyen Baruş, Malatya Adli Tıp’ta yürütülen çalışmalar sonucu kimlikleri tespit edilenleri şöyle açıkladı:
“13 Ağustos 2015’te Diyarbakır Bingöl karayolunda yolcu otobüsünden indirilerek alıkonulan Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı hava savunma uzman çavuş Hüseyin Servet.
“28 Temmuz 2015 tarihinde izinli gittiği Erzurum ilinden ailesiyle birlikte dönerken Diyarbakır-Lice-Bingöl yol ayrımında alıkonulan Mersin nüfusuna kayıtlı, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Sedat Yabalak.
“18 Eylül 2015 tarihinde Tunceli-Erzincan yolunda alıkonulan, Malatya nüfusuna kayıtlı, Rize İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Semih Özbey.
“2 Ekim 2015 tarihinde Ağrı’daki birliğine katılmak üzere yola çıkan ve Tunceli-Pülümür karayolunda alıkonulan Osmaniye nüfusuna kayıtlı tankçı er Adil Kabaklı.
“24 Temmuz 2016 tarihinde Lice ilçesinde ailesiyle birlikte yolda seyir halindeyken alıkonulan Mardin nüfusuna kayıtlı İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Vedat Kaya.
“15 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır karayolunda alıkonulan Siirt nüfusuna kayıtlı, Bingöl İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli er Süleyman Sungur.
“21 Eylül 2016 tarihinde Hakkari-Çukurca karayolunda alıkonulan, Eskişehir nüfusuna kayıtlı, Hakkari İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli uzman erbaş Mevlüt Kahveci.
“2 Ekim 2015’te Tunceli-Pülümür yolunda alıkonulan, Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı, Erzincan’daki birliğine gitmek üzere yola çıkmış olan topçu er Müslüm Altıntaş.
“Adıyaman nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Aydın Köse ve Samsun nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Muhammed Salih Kancı.”
Siyasetçilerden tepkiler
Hayatını kaybedenlere rahmet dileyen MHP lideri Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Mağara katliamının PKK terör örgütü ve destekçilerinin hesaba çekilmesi için bir yol ağzı, bir karar ve kader anı olduğuna inanıyorum. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hiç kimse şablon ve bildik ezberlerin arkasına saklanamayacaktır” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter hesabından bir başsağlığı mesajı paylaştı. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise konuyla ilgili TBMM’de verdiği soru önergelerinin yanıtsız kaldığını açıkladı. Bakan “Boş naraları bir kenara bırakın da yıllardır niçin hiçbir şey yapmadınız bunun hesabını verin!” dedi.
Konuyla ilgili bir yazılı açıklama yapan HDP, ailelerin durumunu daha önce TBMM gündemine taşıdıklarını fakat çabalarının yanıtsız bırakıldığını söyledi.
HDP “Ne yazık ki, görevlilerinin yaşam ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçınan iktidar, maksadı ve hedefi belirsiz bir askeri operasyon ile yaşamlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte daima ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme çabasına girişmektedir. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez” ifadelerini kullandı ve AKP’nin HDP’den hesap sormaktansa kayıpların ailelerine ve topluma hesap vermesi gerektiğini söyledi.
HDP, ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırdı ve PKK’ya da ellerinde tuttukları herkesi serbest bırakma çağrısı yaptı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise “PKK cinayetlerini lanetlemek yerine, güvenlik güçlerimizi suçlayanların caniliği tescillidir” paylaşımında bulundu.
Azerbaycan lideri İlham Aliyev de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir başsağlığı mesajı gönderdi. Aliyev “Sivillere yönelik bu korkunç terör eyleminden son derece öfkeliyiz ve terörizmin tüm tezahürlerini şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
2018’de İHD’de basın toplantısı düzenlenmişti
Cenazeleri Malatya Adli Tıp Morgu’na getirilen dokuz asker ve polisin aileleri 14 Haziran 2018 İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte basın açıklaması yapmış ve devlet yetkililerine çocuklarının kurtarılması için çağrıda bulunmuşlardı.
Açıklama, PKK’nın alıkonulan asker ve polislerin videolarını yayınlamasından birkaç gün sonra düzenlenmişti..
Cansız bedeni bulunan Semih Özbey’in babası Gürsel Özbey, İngiliz basın yayın organı BBC’ye bir demeç vermiş ve “3 yıldır evimizde ne gülmek ne sevinmek var. Hayalet gibiyiz” demişti:
“Yayınlanan videoda çocuklar Türkiye vatandaşı olduklarını, zorla götürüldüklerini söylediler. Anayasa diyor ki, insanların mal ve can güvenliğini korumak devletin görevi. Çocukların sağ salim teslim edilmesini örgütten istiyoruz. Yarın herkes bayram yapacak. Altı bayramdır onlar yok. Biz onların kokusunu duyamamanın acısıyla kavruluyoruz.”
“Cumhurbaşkanı ‘Dayanın’ demeyi bıraksın. Ben çocuklarımı istiyorum. CHP Başkanı adalet için yürüyor. Bizim için de yürüyün. Diğer tüm partiler de sesimizi duysun.”