Paris’teki bir taş ocağının tasvir edildiği çizimin, gerçek bir van Gogh çalışması olduğu açıklandı.

Laren kentindeki Singer Müzesi’nda basına tanıtılan van Gogh resmi, ünlü ressamın bir süre akademik eğitim aldığı Belçika’nın Anvers (Antwetpen) kentinde 1886 yılında yapılmış.

Bu makalemize geçmeden önce Bir ustanın doğuşuna Van Gogh’u bir okuaylım…

 

[toggle title=”Tıklayın – Van Gogh: Bir ustanın doğuşu” state=”close” ]

 

1878’de Vincent Van Gogh 25 yaşındaydı. Dönüp baktığında sallantılı din adamlığı kariyerinde kutlayacak bir şeyi yoktu. Alışılmış orta sınıf standartlarına göre başarısız sayılırdı.

1876’da Hollanda’nın Hague kentinde, daha sonra Londra ve Paris’te sanat simsarlarıyla çalışmış, ama bu utangaç ve tuhaf insan, ticareti öğrenemediği için işten atılmıştı. İngiltere’de öğretmenlik işleri denedi, olmadı. Sonra Hollanda’ya dönüp bir kitapçıda çalıştı, yine olmadı. En sonunda Amsterdam’a taşınıp babasının izinden gitmeye, din adamı olmaya karar verdi.

Fakat gerekli eğitimi yapacak azmi ve sabrı yoktu. 1878’de Brüksel’e giderek daha yavaş bir din eğitimi programı izleyen evangelist okuluna yazıldı. Ama bu bile fazla geldi. Üç aylık deneme programının ardından kursa kabul edilmediği bildirildi.

Van Gogh’un ailesi artık kaygılanmaya başlamıştı. Babası, bu beceriksiz ve tuhaf davranışlı büyük oğlunun hayatını nasıl kazanacağını düşünmeye, hatta onu bir akıl hastanesine yatırmanın yollarını aramaya başlamıştı.

Van Gogh ise hala din ateşiyle yanıyor, bu alanda bir iş bulacağına inanıyordu. Aynı yıl Belçika’da kömür ocağı işletilen Borinage bölgesine gidip oradaki maden işçilerine vaizlik yapma planlarıyla yola çıktı.

Bir ustanın doğuşu

Fakat Borinage’de de hayat kolay değildi. Sade bir kulübede yaşıyor, parasının çoğunu dağıtıyor, şık giysilerini basit işçi tulumlarıyla değiştiriyordu. İyi bir hatip olmadığı için vaazlarına pek kimse katılmıyordu. Madencilerle iletişim kurmasına engel olan bir başka neden de dil sorunuydu. İşçilerin ‘Wallon Fransızcası’ karşısında onun konuşması çok resmi kalıyordu. Altı ay sonra yetkililer onun evangelist vaizlik görevine son vererek Van Gogh’ta tam bir özgüven sorununa neden oldu.

Borinage’de iki yıl kaldıktan sonra Brüksel’e döndü. Artık din adamlığı planlarından vazgeçmişti. Kız kardeşi ondan tümüyle umudunu kesmiş, fırıncılık yapmasını önermişti. Fakat Borinage’de geçirdiği zaman, küçük erkek kardeşi Theo’nun da teşvikiyle Van Gogh’un ressam olmaya karar vermesi bakımından önemliydi. Resim dersleri almak için Brüksel’de güzel sanatlar akademisine yazıldı.

Van Gogh’un Borinage’de yaşadıkları, daha sonraki ressamlık döneminde çalışmalarına damga vuran motifler ve konular açısından temel oluşturdu. Ta ki 1890’da bir silahla kendisini göğsünden vuruncaya kadar.

Peki, orada Van Gogh’un resme yönelmesini sağlayan neydi? Her şeyden önce Van Gogh madencilere sempati duyuyordu. Borinage yakınlarındaki Mons kenti 2015 Avrupa kültür başkentlerinden. Ocak-Mayıs ayları arasında burada, Borinage’deki Van Gogh adlı bir sergi düzenleniyor. Serginin küratörü Sjraar Van Heugten, Borinage’nin Van Gogh üzerindeki etkisiyle ilgili olarak şunları söylüyor:

İşçilerle tanışma

“Orta sınıftan gelen Van Gogh hayatında ilk kez işçilerle tanışıyordu. Bunlar cahil ve yoksul insanlardı; tehlikeli ve ağır işlerde çalışıyorlardı. Ama Van Gogh açısından onların basit yaşam tarzlarında daha büyük bir gerçeğin saklı olduğunu düşünüyordu. Ressam olduktan sonra konularını oradan seçti. Hayran olduğu Jean-François Millet gibi o da işçilerin yaşamını resme dökmek istiyordu. Bu konu onun için hep önemli oldu.”

Van Gogh Borinage’de kendisini etkileyen günlük sade yaşam tarzı ve kır yoksullarının yanı sıra orada “ilk kez doğa çalışmaya” başladığını söylüyordu. Van Heugten’a göre, “Madencilerin oturduğu basit kulübeler iyi bir örnek. İlk iki çiziminde bu kulübeleri konu aldı ve kariyeri boyunca bu onun için önemli bir tema oldu”.

Van Gogh’un Borinage’daki eserlerinin çok azı günümüze ulaştı. Arkadaşına yazdığı mektupta oradaki resimlerinin çoğunu imha ettiğini söylüyordu. Belki onları fazla kaba bulmuş, belki de kendi tarzını bulmaya çalıştığı o belirsiz dönemi hatırlattığı için rahatsız olmuştu.

Van Heughten de Van Gogh’un Borinage’de geçirdiği zamanın ressam olarak gelişiminde büyük önem taşıdığını düşünüyor. “Ömrü boyunca eserlerini etkileyecek olan tercihleri orada yaptı ve seçtiği konuya sadık kaldı. Bu ise onun tarz ve renklerle oynamasına olanak sağladı ve bugün bildiğimiz modern ressamı yarattı.”

DERGİ

[/toggle]

 

Resim, bir ön çalışmadan çok van Gogh’un Montmarte Tepesi adlı yağlıboya tablosunu andırıyor.

Uzmanlar, resmin orijinal van Gogh çalışması olup olmadığını 2013 yılından bu yana araştırıyordu. Resim, Georgina Vermeer adlı bir Hollandalı tarafından 1917 yılında satın alınmış.

O tarihten bu yana kayıp olduğu düşünülen resim, Vermeer’in ölümünden sonra torunu tarafından bulundu.

Gerçek olduğuna şüphe yok

Vermeer ailesi, resmin yapıldığı Paris’te sanat danışmanı Fred Leeman’ın verdiği konferans sırasında eseri uzmanların ilgisine sundu.

Ancak resmin gerçek olup olmadığı konsunda Amsterdam’daki van Gogh Müzesi araştırmacılarından yardım istendi.

Vincent van Gogh’a atfen yüzlerce çalışma ortaya atılsa da, 1970’lerden bu yana orijinal 9 çizim ve 7 tablo keşfedildi.

Keşfedilen son resim, van Gogh’a ait olduğu öne sürülen bir başka çalışmanın daha, ünlü ressama ait kataloğa girmesine yol açtı. Bir süreden beri incelenen çizimle ilgili “akademik karakteri” nedeniyle şüpheler vardı.

Ancak, van Gogh’a ait taş ocağı çiziminin 50 metre ilerisini tasvir eden çalışmanın da, Hollandalı ressama ait olduğu konusunda şüphe kalmadığı belirtildi.

Yeni keşfedilen resim, Vermeer ailesi tarafından John Fentener adlı bir milyardere satıldı. Fentener de çalışmayı van Vlissingen Sanat Vakfı’na devretti.

Van Gogh’un yeni keşfedilen resmi, Monet, Renoir ve Picasso gibi birçok ünlü ressamın çalışmalarının yer aldığı Laren’deki Singer Müzesi’nde açılan sergide, 6 Mayıs’a kadar görülebilecek.

Van Gogh tablosunda çekirge bulundu

Hollandalı ressam Vincent Van Gogh‘un ünlü tablolarından birinde boya tabakasının altında kalmış bir çekirge bulundu.

ABD’nin Kansas eyaletinde yer alan Nelson-Atkins Sanat Müzesi’ndeki uzmanlar tarafından keşfedilen çekirgenin karın ve göğüs kafesi ise kayıp durumda.

128 yaşındaki “Zeytin Ağaçları” isimli tablonun kataloglanması sırasında gerçekleşen keşif ise ünlü ressamın açık havada resim yapmayı sevmesi ile açıklanıyor.

Müze müdürü Julián Zugazagoitia, yerel bir gazeteye yaptığı açıklamada, “Van Gogh doğa ile iç içe çalışırdı. Ve biliyoruz ki, bu sırada rüzgar, toz, sinekler ve çekirgelerle de uğraşırdı” dedi.

Mary Schafer isimli müze çalışanı tarafından büyüteçle inceleme yapılırken keşfedilen çekirge ise ilk anda bir yaprak sanılmış.

NELSON ATKİNS SANAT MÜZESİ

Van Gogh, 1885 yılında erkek kardeşi Theo’ya yazdığı bir mektupta, açık havada resim yapmanın zorluklarından şöyle bahsediyor:

“Resmetmek istediğin yerde tabloyu yapmak, başına şunların gelebileceği anlamına geliyor. Herhalde sana göndereceğim 4 tabloyu yaparken yüzlerce sinek toplanmış olmalı… Toz toprağı saymıyorum bile.”

Kansas Üniversitesi’nden paleontolojist Michael Engel, resimde çırpınma izi olmaması nedeniyle, çekirgenin tabloya yapışmadan önce ölmüş olabileceğini açıkladı.

Hollandalı ressam, Zeytin Ağaçları tablosunu tamamlamasından bir yıl sonra intihar etmişti.

Van Gogh intihar etmemiş

Dünyaca ünlü ressam Van Gogh’un sanılanın aksine, intihar etmediği öne sürüldü.

Hollandalı ressamın hayatı hakkında yayımlanan yeni bir kitapta ortaya atılan iddiaya göre Van Gogh’un kaza kurşunuyla hayatını kaybetme olasılığı intihar etmiş olmasında daha kuvvetli.

Steven Naifeh ve Gregory White tarafından kaleme alınan ve bugün piyasaya çıkan Van Gogh biyografisinde yer verilen bu iddiaya, yazarların bir hayli kapsamlı çalışmaları sonucunda varılmış.

Usta ressamın ölümüne dair şimdiye dek yaygın kanı, 1890 yılında 37 yaşında ölen Van Gogh’un kendini Fransa’nın Auvers-sur-Oise bölgesinde bir buğday tarlasında vurduğu yönündeydi.

Yazarların iddiası ise Van Gogh’un söz konusu tarlaya intihar etmek amacıyla gitmemiş olduğu, orada oynamakta olan iki çocuğun silahından kazara çıkan kurşunla yaralandığı ve onları korumak için kazayı örtbas ettiği şeklinde.

İddianın dayandığı veriler arasında kurşunun Van Gogh’un vücuduna giriş açısı ve söz konusu kazaya yol açan çocuklara dair bilgiler ve Van Gogh’un daha önce çevrilmemiş mektupları da var.

Çevirmen ve uzmanlardan oluşan yirmi kişilik araştırma ekibinin incelemeleri sonunda ortaya atılan yeni iddia, Amsterdam’daki Van Gogh müzesi tarafından “son derece önemli” ve “şaşırtıcı” olarak değerlendirildi.

Müzenin küratörü Leo Jansen ise cevaplanması gereken birçok sorunun varlığını koruduğunu ve intihar ihtimalini göz ardı etmenin kolaycılık olacağını belirtti.

İddiaların yer aldığı biyografi kitabının adı “Van Gogh: The Life” (Van Gogh: Yaşamı).

 

DERGİ

 

 

[divider]

Twitter | Facebook | Pinterest | Akademi Portal Arşiv

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın