Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi hakkında gıyabında idam cezası verildi. Kaddafi rejiminin sekiz ismi daha idam cezasına çarptırıldı.

Libya’da bir mahkeme Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi ve Kaddafi’ye yakın sekiz kişi hakkında 2011 yılındaki ayaklanmalar sırasında savaş suçu işledikleri geekçesiyle idam kararı verdi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, idam kararlarının kaygı uyandırıcı olduğunu duyurdu. Açıklamada, “Tutukluluk dönemini ve davayı yakından izledik. İncelemelerimiz sonucunda uluslararası standartların zedelendiğini tespit ettik” denildi. Örgüt, savunma makamının çalışmalarının engellendiği ve sanıkların bireysel suçlarınınn tespit edilemediği değerlendirmesini yaptı.

Libya’da 2011 yılındaki ayaklanmalar, eski devlet başkanı Muammer Kaddafi’nin devrilmesi ile sonuçlanmış, Kaddafi isyan sırasında öldürülmüştü. Mahkemenin idam cezası verdiği kişiler arasında, eski istihbarat şefi Abdullah El Senusi ve eski Başbakan Bağdadi El Mahmudi gibi isimler bulunuyor. Kaddafi rejimi yanlısı sekiz kişi müebbet hapse çarptırılırken, yedi kişi hakkında ise 12 şer yıl hapis cezası verildi. Dört sanık beraat ettirildi.

Seyfülislam Kaddafi dışındaki tüm sanıklar tutuklu yargılandı. Seyüflislam Kaddafi 2011 yılından bu yana Libya’nın batısında faaliyet göstern Zintan adlı bir örgütün elinde bulunuyor.
Sanıkların mahkeme kararını temyize götürme hakkının olduğu belirtildi.

           İgili Haber
İgili Haber

Kaçakların Avrupa kapısı Libya

Afrika’da iç savaşlar ve yoksulluktan kaçarak, Avrupa’da yeni bir hayat kurmak isteyen kaçakların gözdesi Libya çünkü Libya’da denizler neredeyse hiç denetlenmiyor. Bu yüzden Avrupa’ya kaçış kolay ama riskleri de var.

0,,18404605_303,00

Avrupa’da güvenli bir yaşam kurabilmek umuduyla her gün Libya’dan hurdaya dönmüş gemilerle onlarca kişi sonunu bilmedikleri maceralı bir yolculuğa koyuluyor. Yolculuklar ise genelde acıyla sona eriyor. Güzel bir gelecek için çıkılan yolculuklar Akdeniz’in azgın dalgalarında son buluyor. Sona eren sadece yolcuklar olmuyor, yaşamlar da sönüyor.

Ancak bu kadar acıya rağmen Libya’daki kayıtsızlık ise dikkat çekici. Başkent Trablus’ta Sahil Güvenlik botlarının tamamına yakını kızağa çekilmiş vaziyette. Denizde tek bir sahil güvenlik görevlisine rastlamak neredeyse mümkün değil.
Trablus Sahil Güvenlik Birimi’nde vardiya şefi Şubi Bişer imkânsızlıklardan şikayetçi. Çalışır vaziyette sadece tek bir botları bulunduğunu söyleyen Bişer yedek parça bulamadıkları için arızalı tekneleri onaramadıklarını söylüyor.

Denizler denetlenmiyor
Geçtiğimiz ocak ayından beri Libya Sahil Güvenlik Birimi keşif seferlerine çıkmıyor. Sadece alarm durumlarında harekete geçiliyor. Libya’nın neredeyse hiç denetlenmeyen yaklaşık bin 800 kilometrelik sahili insan tacirlerinin işini kolaylaştırıyor. Çünkü Avrupa, yani İtalya’nın Lampedusa adası buraya sadece 300 kilometre mesafede.

Muammer Kaddafi döneminde Avrupa Birliği ile yakın işbirliği nedeniyle Libya sahilleri daha yoğun olarak denetleniyordu. Libya Sahil Güvenlik Birimleri kaçak göçmen taşıyan gemileri yakalıyor, yolcu ve insan tacirlerini kampa hapsediyordu. Ancak Kaddafi devrildikten sonra deniz güvenliği sağlanamaz hale geldi.

Sahil Güvenlik Birimi Müdürü Muhammed Baithi güncel durumu, “Siyahlar Libya’ya dönmek istemiyorlar. Avrupa’ya gitmek istiyorlar. Onları yakaladığımızda bazen ağlıyorlar ve gemilerimize zarar vermeye çalışıyorlar. ‘Hayır biz Libya’ya dönmek istemiyoruz’ diyorlar” sözleriyle açıklıyor.

AB Komisyonu’nun tahminlerine göre Libya’da bir milyon insan Avrupa’ya kaçabilmek umuduyla bekliyor. Bunlardan biri de Lamin Kebe. Zafiya tutuklu kampında bulunan Senegalli Kebe’nin de düşü Avrupa’ya gidebilmek. Daha iyi bir yaşam umuduyla Libya’ya geldiğini anlatan Kebe, “Çalışıp bir gelecek kurmak istedim. Bunu Libya’da gerçekleştirebilseydim, burada kalmak isterdim. Ama olmazsa başka bir ülkeye kaçma niyetindeydim” diye konuşuyor.
Libya makamlarına göre sekiz bin kişi bu tür kamplarda tutuluyor.

Zafiya kampında ise 420 kaçak Afrikalı var. Koşulların çok kötü olduğunu anlatıyorlar. Kamp görevlilerinin kötü muamelesine, işkenceye maruz kaldıklarını söyleyenler var. Bu nedenle kamplarda firar girişimleri de oluyor.

Beslenme sorunu büyük
Kampın güvenliğinden sorumlu Yarbay Halit Attumi de maddi imkânsızlıklardan şikayetçi. Attumi, “Yemekler çok kötü, bazen ekmek var bazen o da yok. Üç yıldır hükümetten bir dinar bile gelmedi. Ben ne yapabilirim? Böyle devam ederse hepsini salıvereceğim” diyor.

Tüm bu olumsuzluklar Libya üzerinden Avrupa’ya geçerek yeni bir hayat kurmak isteyen kaçak göçmenleri, hayatlarını hiçe sayacak bir duruma getiriyor. O yüzden kapasitesinin çok daha üstünde yolcu alınan gemilerle kaçmaya çalışırken ölümü de göze alıyorlar.

Sahil Güvenlik Biriminden Şubi Bişer, “Ocakta bir balıkçı teknesi denize attığı ağları toplayınca balıkların arasından dört de ceset çıktı. Ceset torbası alacak paramız bile yoktu” diyerek Libya’daki durumu özetliyor.

    >>İlgili Haber<<
>>İlgili Haber<<

‘Libya yok olabilir’

IŞİD, Suriye ve Irak’ın ardından Libya’daki etki alanını da genişletiyor. Uzmanlar, Libya’daki durumu ve neler yapılması gerektiğini DW’ye değerlendirdi.

Başkent Trablus’ta geçen hafta IŞİD’in bir otele düzenlediği saldırıda 5’i İngiliz 9 kişi hayatını kaybetmişti. Bu saldırının ardından İngiltere, ülkedeki tüm vatandaşlarına derhal Libya’yı terk etmeleri çağrısında bulundu. Almanya Dışişleri Bakanlığı da vatandaşlarını Libya’ya gitmemeleri konusunda uyardı ve bu uyarının ülkenin tamamı için geçerli olduğunu bildirdi.

Ancak Libya’da tırmanan şiddetin kurbanları sadece Batı ülkelerinin vatandaşları değil. Geçen Ocak ayında Libya’da çalışan Mısırlı Kıpti Hristiyan işçiler iki ayrı kentte kaçırıldı. İşçilerin nerede oldukları hala bilinmiyor. Beş ay önce kaçırılan iki Tunuslu gazetecinin akıbeti de belirsiz.

IŞİD etki alanını genişletiyor

Arap Dünyası ve Akdeniz Bölgesi Araştırma Merkezi’nden Libya uzmanı Hasni Abidi, IŞİD’in Libya’daki varlığı ile ilgili yaptığı değerlendirmede Libya’nın güneydoğusundaki grubun çok etkin olduğunu ve oradaki bazı bölgelerin artık yerel yönetimlerin kontrolünden çıkarak IŞİD’e geçtiğini ifade etti.

Trablus'ta bir otele geçen hafta düzenlenen saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti
Trablus’ta bir otele geçen hafta düzenlenen saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti

Libya, IŞİD açısından Suriye ve Irak’tan sonra en başarılı olunan üçüncü ülke. Georgetown Üniversitesi öğretim üyelerinden Ortadoğu uzmanı Daniel Byman’a göre bunda IŞİD’in izlediği stratejinin önemli bir rolü var. Byman, El Kaide’nin faal olduğu ülkelerde yerel gruplara eğitim verip maddi destek sağladığını ve karşılığında da El Kaide adına Batı ülkelerinde saldırılar düzenlenmesini istediğini belirtiyor. IŞİD ise yönetimlerle çatışan yerel gruplarla ittifak kurarak güçlenmeyi ve iktidarı devirmeyi hedefleyen bir örgüt. Arap Dünyası’nda geniş iktidar alanına sahip olmak isteyen IŞİD’in temel hedefi ise tek merkezden yönetilen bir hilafet devleti oluşturmak.

”Libya yok olabilir”

Libya uzmanı Hasni Abidi, IŞİD ve benzeri örgütlerin ülkede daha da güçlenmeden durdurulmaları için, Kaddafi sonrası iktidar savaşına giren yerel grupların bir an önce anlaşmaları gerektiğini belirtiyor. Abidi, uluslararası toplumun, Libya’daki siyasi aktörlere belli bir oranda baskı uygulaması ve eski Yugoslavya zamanında olduğu gibi Dayton Anlaşması’na benzer bir şeyin kabul ettirilmesi gerektiğini savunuyor. Abidi’ye göre aksi takdirde Libya diye bir ülke kalmayacak.

Sırbistan, Hırvatistan ve Bosna-Hersek arasında siyasi sınırları ve iktidar alanlarını belirleyen Dayton Anlaşması, Bosna Savaşı ile Hırvatistan Savaşı’nı sona erdirmişti. Libya’da ise kentlerde devriye gezen IŞİD birlikleri şimdiden halka şeriat kurallarını dayatmaya başlamış durumda. Tütün ürünlerinin satışına yasak getiren IŞİD, namaz saatlerinde de iş yerlerinin kapalı olmasını şart koşuyor. Çoğunlukla ülke dışından gelen militanların uyguladığı sözkonusu denetimler, halkın bir kısmı tarafından da benimseniyor.

© Deutsche Welle

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın