Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Erdoğan, kabuldeki konuşmasında, “Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir” dedi.
Tüm dünyada hoşgörüsüzlüğün tırmandığı bir dönemde gerçekleşen toplantıyı son derece önemli bulduğunu söyleyen Erdoğan, “Özellikle Batılı ülkelerde yükselen İslam düşmanlığı, antisemitizm ve yabancı karşıtlığı ile mücadelede dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor” diye konuştu.
Orta Doğu’da barış ve istikrar ortamının güçlendirilmesi için de hep birlikte çaba sarf etme çağrısı yapan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Filistin konusundaki görüş ayrılıklarımıza rağmen, İsrail ile ekonomi, ticaret ve turizm alanındaki ilişkilerimiz, kendi mecrasında ilerlemektedir. İsrail’in barış çabaları bağlamında samimi ve yapıcı bir tutum sergilemesi hiç kuşkusuz normalleşme sürecine katkıda bulunacaktır.
“Kudüs’te tüm inanç gruplarının hassasiyetlerini gözetecek bir çözüm bulunabileceğine inanıyorum.
“Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir. Tabii bu konuda özellikle sizlerin desteğini önemsiyorum. İş birliğimizi geliştirmeye, yüksek potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeye hazırız. Temas ve diyaloğu sürdürmeye önem veriyorum, zira bunun ortak menfaatimize olduğuna inanıyorum.”
2021 başından bu yana hem Batı dünyası hem de Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmek isteyen Türkiye’nin hedefindeki ülkelerden biri de İsrail.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa bir süre önce İsrail Cumhurbaşkanı Yitzag Herzog ve Başbakan Naftali Bennett ile telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
Mısır’da 2013’teki darbe ve Türkiye’nin darbeye sert tepkisi, Ankara’nın Müslüman Kardeşler ile ilişkisi, Suriye savaşı, Katar’a uygulanan ambargo; Türkiye ile bölge ülkelerinin ilişkilerinin kötüleşmesine yol açan başlıca etkenler oldu.
Türkiye-İsrail geriliminin merkezinde ise Kudüs ve Gazze’de yaşananlar yer aldı.
2010’da yaşanan Mavi Marmara olayının ilişkilerde yarattığı tahribatın onarılması tam 6 yıl sürmüş ve taraflar 2016’da ilişkileri normalleştirecek adımları atıp karşılıklı büyükelçi ataması yapmışlardı.
Ancak 2018’de ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto eden Filistinlilere karşı İsrail’in orantısız güç kullanarak 60 kişinin ölümüne yol açması nedeniyle Türkiye, büyükelçisini istişareler için geri çağırmış ve İsrail’den benzer bir adım atmasını istemişti.
Büyükelçiler bir daha Tel Aviv ve Ankara’ya dönmediği için Türkiye ve İsrail Büyükelçilikleri’nde o tarihten bu yana en üst düzey yetkili ‘de facto’ olarak maslahatgüzarlar kaldı.