Çocuk neyi ne için yapar: Yeme problemi
Yemek temel ihtiyaçtır ve giderilmediği taktirde gerilime sebep olur.
Bu ihtiyaç insanı iki şekilde gerer: birincisi açlıktır. Vucut yemeğe ihtiyaç duyduğunda mide asidi salgılanır, salgılanan bu asit kişiye acı vererek, midede bir yanma hissi oluşturur ve kişiyi yemek yemek için zorlar.
Kişi istese de istemese de midesindeki bu yanma hissini durdurmak için yemek yemek zorunda kalır.
Yoksa acı içersinde kıvranacaktır. Eğer yemeğin birinci itici gücü olan midedeki yanma hissi, herhangi bir sebepten dolayı oluşmuyorsa, yemek gibi hayati bir ihtiyacı giderilmesi için ikinci itici güç daha yerleştirilmiştir insan bedenine, işte o damak tadıdır.
Meyvelerin, sebzelerin, şekerlemelerin, tatlıların damakta oluşturduğu lezzetin arzu adilmesi ile insan yiyeceğe doğru yönelir. Temel bir ihtiyaç olan yeme, çocuğu bu iki kıskaç arasında tutarak yaşamın devam etmesini sağlar.
Çocukta, fizyolojik bir sorun yoksa, sistemin mükemmel çalışması beklenir.
Acıktıkça acı duyan çocuk acısını bastırmak için yemeğe yönelir, Yemek onda damak tadı oluşturur, oluşan damak tadı çocuğun bir sonraki yeme ihtiyacının temelidir.
Peki, yeme problemi olan çocuklar da nereden çıkıyor?

Bu sorunun cevabını yukarıdaki bilgiler arasında bulacağız.
Şöyleki; fizyolojik bir rahatsızlık yoksa çocuğun açlık hissinin oluşmasını beklemek, çocuğun yemek yemesi için ön şarttır.
Henüz midesinde acı verici bir asit salgılama işlemi yoksa, yani çocuk aç değilken yemek yemeye zorlanırsa, böylesi bir zorlama çocuğun yemeğe karşı tepkisinin oluşmasında en büyük etkendir.
Ondandır ki uzmanlar, ” bırakın yemesin” diye tavsiye ediyorlar. Bu söz ” ilgilenmeyin” anlamını içermez; aksine, acıkmanın bir ihtiyaç haline gelmesini bekleyin tavsiyesidir.
Yeme alışkanlığında bir ebeveynin en çok dikkat edeceği şey, sisteminin zarar görmesini sağlamaktır.
Ne ağız tadı kaçmalı , ne de mide yanmaları takip edilmeden çocuğa yemek yedirmeye çalışılmalıdır.
Yeme alışkanlığı bozukluğuna derli toplu olarak bakacak olursak; 3Z formülü ebeveynler için oldukça yol göstericidir.
3Z Formülü Nedir?
Yeme alışkanlığında 3Z önemlidir:
(1) Zorlama var mı?

Yemek zorla yedirilmez. O bir ihtiyaçtır, ihtiyacın oluştuğu sırada giderilmesi esastır. Çocuğa yemek yemesi noktasında zorlama yapılıyorsa, bu, çocukta karşıt tepkiye neden olur. Yemek, uyku ve tuvalet alışkanlığı aslında kendiliğinden ve fıtrî olarak oluşur. Bunun yanı sıra her insanın yemek yerken aldığı bir tat vardır. Bu tat, ancak sakin ve yavaş yenildiğinde hissedilir. Eğer çocuğa hızlı yemesi konusunda bir zorlama varsa, “yemeğini çabuk bitir” diye bir baskı yapılıyorsa, çocuk yemeğin bir diğer motivasyon kaynağı olan damak tadını alamaz ki… Zira acele yemek, damak tadının alınmamasının en büyük sebebidir. Aslında böylesi bir zorlayıcılıkla anne – baba çocuğun tat almaktan kaynaklanan ihtiyaç oluşturan sistemini zarara uğratmaktadır.
(2) Zaman uygun mu?
İçinde bulunulan zaman yemek yemede uygun bir zaman mıdır ? Örneğin, sabahın erken saati çocukların yemek yemeyi hiç sevmedikleri bir zaman dilimidir. Henüz uyku mahmurluğunu üzeriden atamamış bir çocuğun önüne yiyecek-içecek koymak ve ”Hadi, çabuk ye; okula yetişeceğiz” demek, o çocuğun yeme sistemini zarara uğratır. Çocuk için yemek acıktığı zamandır. Acıkan çocuğu bekletmek, onun yeme ihtiyacını bastırmasına neden olur ki, böylece çocuk artık acıktığında açlığını duymamayı bir alışkanlık haline getirir. Yemek yemeden saatler geçirebilen bir çocuğun davranışı, miğdedeki acıyı bastırmayı öğrenmiş olmasının sonucudur. Bu yüzden erken yaşta çocuğu öğüne alıştırmak yanlış bir davranıştır. Çocuklar 4 yaşına kadar öğün ile değil, ihtiyaç ile yemek yemelidir. Ancak 4 yaşından sonra adım adım öğün sistemine geçmelidir. Çocuğun ihtiyacı olmadığı abur cubur yemesi, bir sonraki öğün saati geldiğinde yemek yememesi anlamına geleceği için, öğün aralarında abur cubur yenmemesine özen gösterilmelidir. Özellikle yemekten önceki 1 saat diliminde sağlıklı da olsa yiyecek tüketilmemesi gerekir ki, ana öğün için açlık oluşsun.
(3) Zemin müsait mi?
Zemin ile kast edilen , çocuğun o andaki ruh halinin yemek yemek için müsait olup olmamasıdır. mesela az önce annesi tarafından bağırıp azarlanan bir çocuk, az sonra” Hadi otur yemeğini ye” diye sofraya davet edilse, çocuğun yemek yemeğe tekili olması kaçınılmazdır. Veyahut arkadaşları ile oyunun en heyecanlı yerideyken, oyuna dalmış olan çocuğun yemeğe davet edildiğinde, yemek yemesi gayet doğaldır. Bunun yanı sıra, önemli bir ayrıntıdan daha bahsedecek olursak; Çocukta yeme düzeni, ancak yeme kültürünün bir sonucudur. Sadece karın doyurmaya odaklanmış yemeler, çocuğun bir süre sonra yeme düzeni oluşturmasını önündeki en büyük engel olur.
Çocuğun ailesi ile birlikte oturduğu yemekte, sohbet etmeyi, kendini ifade etmeyi, konuşmayı gerçekleştirmesi gerekir. Çocuk, yemeği ailesi ile buluşup keyif aldığı bir ortam olarak tanımalıdır. Kısa süreli bir araya gelmeler her kesin karnını doyurup kalkması şeklinde oluşturulan yemek atmosferi çocuk gelişimine uygun değildir.
Dahasında çocuğun sorguya çekilmesi, sürekli eleştirilmesi, ebeveynin kendi paylaşımlarını yapması gerekirken, “okulda bugün ne oldu? anlat hadi” denilmesi yeme zeminin uygun olmadığının işaretidir.

Ayrıca, yemek masasının göze hitap etmesi, yiyecekler yan yana sıralanırken renk uyumuna dikkat edilmesi; mesela, salata tabağı hazırlanırken kullanılan malzemenin damak zevkine uygun seçilmesi renk uyumuna özen gösterilmesi yeme alışkanlığını keyifli bir hale dönüşmesine neden olur.
Uzman Pedagok
SAYFA 1’E BURDAN ULAŞABİLİRSİNİZ BU MAKALE BİR YAZI DİZİSİ HALİNDE YAYIMLANMAKTADIR.