Çocuk neyi ne için yapar: Çocuklarda yeme alışkanlığı
İhtiyaçların bir kısmı doğuştandır.
Bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren kendini gösterir; ki bunlar temel ihtiyaçlardır.
Doğan her çocukta şaşmaz bir aynılık içindedir, fıtridir.
Bu ihtiyaçlar onun yetişkin olma serüveninin temelini teşkil eder.
Fıtri ihtiyaçların karşılanmaması insanın yaşama devam edemeyeceği anlamına gelir; ölüm ile sonuçlanır.
İhtiyaçların diğer bir kısmı ise doğuşta yoktur, ancak yaş ilerledikçe ortaya çıkar; ki bunlar gelişimsel ihtiyaçlardır.

—————————————
‘Gelişimsel ihtiyaçlar’
Çocuğun mizacından mizacına farklı zamanlarda ortaya çıksa da o ihtiyacın varlığı yine fıridir.
İhtiyaçların bir kısmı, yaşamın devam eden dönemlerinde zorunlu olmadığı halde kişinin alışkanlıklarının birikimi ile oluşan ihtiyaçlardır, ki bunları da eklenmiş ihtiyaçlar veya ihtiyaca dönüşmüş alışkanlıklar olarak adlandırıyoruz.
Sondan başlayarak birer örnek vermek gerekirse sigara, bir ihtiyaç değildir eğer kişi bir süre sigara kullanırsa, bu, ihtiyaca dönüşmüş alışkanlık halini alır. Başlangıçta ihtiyacı olmadığı halde, kişinin alışkanlığının devamı ile ihtiyaçlar listesine eklenen bir ihtiyacıdır artık.
Cips yemek, kola içmek, alkol kullanmak bir ihtiyaç değildir fakat kişi bunlara devam ettiğinde hiç de ihtiyacı olmayan işleri kendinde ihtiyaç haline dönüştürmüş olur.
Listemizi çoğaltabiliriz…
Şiddet insanın bir ihtiyacı değildir, ancak şiddet kullanarak kardeşini oyuncaklarını elde etmeyi öğrenmiş bir çocuk için artık şiddet bir ihtiyaca dönüşmüştür. Veya televizyon seyretmek, internet ile meşgul olmak, bilgisayar kullanmak bir ihtiyaç değildir, çocuk bu teknolojik gereçler ile uğraşmaya yoğunlaştığında, bu yoğunlaşma bir süre sonra onun ihtiyaç listesine eklenmiş olacaktır.
Hangi tür ihtiyaç olursa olsun, giderilmemiş ihtiyaçlar kişiye duygusal gerilim verir. Bu gerilim de kimi zaman saldırganlığa, kimi zaman şiddete yöneltir. Bu açıdan bakıldığında, saldırgan davranışların bir çoğu, ihtiyacın önündeki engelleri kaldırmak için masum davranışlardır.

———————————-
Örneğin, televizyon seyretmeyi alışkanlık haline getirmiş bir çocuk için televizyon bir süre sonra onun ihtiyacı halini alır. Başlangıçta böylesi bir ihtiyacı yokken sonradan gelişen bu ihtiyaç artık çocuğun kişiliğinin bir parçası oluvermiştir.
Kişiliğin bir parçası halini almış bu ihtiyaç karşılanmassa, insanda gerilim oluşur.
Bu gerilim televizyonu seyretmeye engel olan durumu ortadan kaldırmak için kişiyi saldırganlığa iter. Teelevizyon seyretmeyi alışkanlığa dönüştüren çocuğun annesi “çok televizyon seyrediyorsun ” diye kapatacak olsa, çocuk tepki gösterir, saldırgan davranışlara girişir, ortalığı bir birine katar.
Aslında çocuğun bu davranışı gayet masumdur, zira çocuğun bünyesine bir süredir giren televizyon sinyalleri, ses ve ışık efektleri onda bir ihtiyaca dönüşmüş ve çocuk bu ihtiyacını karışılamak için mücadeleye girişmiştir.
Bu genel kuralı, bütün çocuk davranışlarında gözlemleyebiliriz.
O yüzden ebeveynler çocuklarına bir imkân sunarken, sunulan bu imkanın çocuğun gelişiminin bir gereği olup olmadığını hesaba katarak davranmalıdır.
Cips yemek çocuk için bir ihtiyaç olmadığı halde, çocuğunu kırmamak adına cips almaya başlayan bir ebeveyn, bir süre sonra alışkanlık halini aldırdığı bu ihtiyacı kesmeye çalıştığında çocuğunun şiddeti ile karşı karşıya kalacaktır.
Konuyu izah için verilen yukarıdaki örnekler olumsuz ihtiyaçlardan oluşsa da, bazı davranışlar vardır ki olumlu ihtiyaç halini alabilir. Örneğin, Çocuk başlangıçta temizlik ihtiyacı duymaz. Ancak, temizliği ve tertibi aile içersinde aidiyet duygusu ile kazanan çocuklarda temizlik, tertip, düzen, nezaket bir süre sonra onun ihtiyacı haline gelebilir.

———————————–
Elleri temiz olmadığında yemeğe oturan çocuk, temizlik ihtiyacını gidermediği için bundan rahatsız olur. Odası tertip ve düzen içerisinde değil ise bundan rahatsız olur. Hatta odasının tertiplenmesine birisi engel olursa, ona karşı tepki gösterir.
Düzeni sağlamaya devam ettirme çabasına girişir.
‘Gelişimsel ihtiyaçlara gelince’
Bu ihtiyaç türü, doğuştan değildir, ancak çocuğun yaşı ilerledikçe, belli dönemlere eriştikçe fıtrî olarak ortaya çıkar.
Giderilmediği takdirde, yine duygularda gerilim oluşturur, bu ihtiyacı karşılamak için kişi bir çaba içerine girer. Örneğin, çocuklar dört yaş civarına geldiklerinde, arkadaş gurupları içinde yer almak, kendi yaşıtları ile birlikte olmak isterler. Bu çocuğun fıtrî bir ihtiyacıdır. Doğduğu anda böyle bir ihtiyacı yokken, dört yaşlarına doğru geldiğinde çocuğun duygularında bu tarz bir ihtiyaç uyanması gerçekleşir. Böylece çocuk her yaş döneminde tedrici olarak kendini yetişkin olma serüvenine doğru taşıyacaktır.
Dikkat edilirse, bu yaşlarda çocuklar artık evde sıkıldığını ifade etmeye, parkta oynamaya, ” Benimde kardeşim olsun” demeye başlar. Bu söz ve davranışlar, onun içinde yeni bir ihtiyaç uyanışının sinyalleridir. Yine dört yaş civarında çocuklar büyük bir merak içersindedir, eşyayı tanımaya gayret eder, ebeveynine bitmek bilmez bir yoğunlukta ” Bu ne?” diye sorular sormaya başlar. Bu sorular çocuğun gelişimsel ihtiyacıdır ve belli bir yaş dönemini kapsar. Bu yaş döneminde çocuğun sorduğu sorulara cevap verilirse, çocuk gelişimini sürdürmeye devam eder. Kendisinin dahi bilmediği bir merak hissi ile oluşan bu sorularına cevaplar bulamassa, hırçınlaşır ebeveynine vurmaya başlar…
Her çocukta yaklaşık aynı yaş dönemlerinde ortaya çıkan gelişimsel ihtiyaçların genel yaş ortalamasından erken baş göstermesi de, çok geç kalması da bir sorundur.
Örneğin dört yaşında sosyalleşme ihtiyacının uyanmasının beklediğimiz bir çocuk, 7 yaşına geldiği halde hâlâ çevresi ile iletişime geçmeye yanaşmıyor, hep annesi ile vakit geçirmeye çalışıyorsa, bu bir sorundur. Çözülmesi gerekir. Ya da çocuk 2 yaşından itibaren annesi ile gerçekleşecek olan bağlanma sürecini yaşamadan, anneyi terk etmeye, ona ihtiyaç duymadan başka yerlerde gece yatılı kalmayı arzu ediyorsa, buda bir sorundur.
‘Temel ihtiyaçlar nelerdir?’
Çocuğun doğumu ile başlayan ve her çocukta başlangıçtan itibaren aynı olan ihtiyaçlardır.
Örneğin, Çocuğun güvene ihtiyacı vardır, doğduğu andan itibaren annesi ile birlikte olabildiği kadar güven duygusu gelişir. Eğer anneden erken ayrılırsa kaygılanır, gerilir ve ağlamaya başlar. Çocuğun bu ağıtları, temel bir ihtiyacı olan güven duygusunun engellendiğini bu engeli kaldırmak için mücadeleye girdiğini gösterir.
Anneden erken ayrılan bir çocuk tekrar annesi ile buluşursa, ağıtlar diner. Çünkü temel ihtiyacı giderilmeye devam edecektir.

————————————–
Bunun gibi, yeme temel bir ihtiyaçtır.
Bu ihtiyaç giderilmesse çocuk gerilir, ihtiyacın giderilmesi için yoğun çaba içerisine girer; ağlamak, tepinmek, kendini sıkmak, saldırmak açlık ihtiyacını giderme çabasıdır.
Yukarıdaki ön bilgilerden sonra çocuğun yemek yeme davranışına biraz daha yakından bakabiliriz…
Yazının devamını okumak için Tıklayın