Binbaşı Şükrü Seymen: Ben Fetöcü Değilim Emre Uydum

Erdoğan’ın kaldığı otele saldıran timin başındaki Binbaşı Şükrü Seymen, emniyet ifadesinde tuzağa düşürüldüğünü söylerken, “Hayatımızı karartanların Allah belasını versin” dedi.

Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenleyen darbeci askerlerden oluşan 37 kişilik tim kaçtı. Askerlerden 36’sı değişik tarihlerde ormanlık alanda yakalandı. ‘Paşa’ lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu’nun da aralarında bulunduğu darbeci askerlerden 25’i sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Sonradan yakalanan Binbaşı Seymen ile birlikte 11 darbeci askerin ise emniyetteki sorgusu ve işlemleri sürüyor.

Gözaltındakilerin sorgusu sürürken, Binbaşı Seymen’in ifadesiyle ilgili yeni detaylar da ortaya çıktı. İfadesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik düzenlenen operasyonu yönettiği belirtilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sözmezateş’i suçlamayı sürdüren Binbaşı Seymen şunları söyledi:

UTANDIM

“Tuğgeneral Gökhan Şahin Sözmezateş’in emirlerini yerine getirdim. Kendisi bize Marmaris’te terör örgütü liderinin alınıp getirileceğini söyledi. Görevin gizli olduğunu ve güvendiğim arkadaşlardan tim oluşturmamı istedi. Emir-komuta kademesine uyulması gerektiğini herkes bilir. Otele gittiğimizde bizi tuzağa düşürdüklerini anladım. Olayın ardından beraberimdeki arkadaşlarla birlikte kaçabildiğimiz kadar kaçacaktık. Drone adı verilen hava araçlarına yakalanmamak için gece yürüdük. Gündüzleri ise ağaçların arasında saklanıyorduk. Tek kurtuluşumuz Yunan adalarına kaçmaktı. Sahildeki tekneleri inceledik. Çalıştırmayı başaramayınca, ormanlık alana geri döndük. Emniyette, şehit polislerin cenaze töreninin görüntüleri izlettirilince dünyalar başıma yıkıldı. İnsanlığımızdan utandım. Hayatımızı karartanların Allah belasını versin.”

ARŞİV 02.08.2016

37 kişilik timde yer alan Yüzbaşı Burkay Karatepe’nin ise yakalanması için çalışmaların aralıksız sürdürdüğü, 81 ilin emniyet müdürlüklerine yazı gönderildiği belirtildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki FETÖ üyesi askerlerin darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı ayrıldığı otele saldırı düzenledikten sonra 37 kişilik tim kaçtı. Bu kişilerden aralarında Çiğli Ana Jet Üssü’nün imamı ‘Paşa’ lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu’nun da bulunduğu 25’i daha önce yakalandı.

Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda tabur komutanı olan Binbaşı Şükrü Seymen’in, önceden aynı birlikte eğitim alıp görev yapan askerlerden seçtiği Yüzbaşılar İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz, Teğmen Muhammet Burak İpek ise 16 gün süren takip sonrasında Ula İlçesi Şirinköy’de görüldü.

Darbeci askerler, 10 saatlik operasyon sonrasında yakalandı. Askerler Çetibeli Jandarma Karakolu’ndan da soruşturmanın yürütüldüğü Muğla Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.

İLK ÖNCE TUĞGNERAL’İ SUÇLADI

Burada henüz ifade işlemlerine başlanmayan timin başındaki isim olan Binbaşı Şükrü Seymen’in sözlü ifadesindeki ilk anlatımları da ortaya çıkmaya başladı. Şükrü Seymen, daha önce yakalanıp tutuklanan olayın planlayıcılarından Tuğgeneral Gökhan Şahin Sözmezateş’i suçlayıp, “Gökhan Paşa’nın, emirlerini yerine getirdim” dedi.

Cemaatle bağlantısı da sorulan Şükrü Seymen’in, örgütle bir bağlantısının olmadığını ileri sürdüğü belirtildi.

Daha önce menfezde saklandığı sırada yakalanıp tutuklanan Çiğli Ana Jet Üs Komutanlığı’nın ‘paşa’ lakaplı imamı Astsubay Zekeriya Kuzu da ifadesinde, kendisinden 37 kişilik tim için mühimmat hazırlanmasının istendiğini, kendisinin de bunu yerine getirdiğini anlatmıştı. Zekeriya Kuzu, darbe teşebbüsü gecesi de helikopterle İstanbul’dan Şükrü Seymen ve yanında kamuflajlı 14 kişinin alana indiğini, ardından saldırı için Marmaris’e geçtiklerini ifade etmişti.

ARŞİV:

Tutuklu havacı yaver: Erdoğan’ın otelinin yerini ben söyledim

Binbaşı Şükrü Seymen: Ben Fetöcü Değilim Emre Uydum

Tayyip Erdoğan’ın havacı yaveri Yarbay Erkan Kıvrak, darbe girişimi öncesinde Başyaver Ali Yazıcı’nın kendisini aradığını ve Erdoğan’ın otelinin yerini sorduğunu söyledi. Kıvrak, “Helikopter pilotundan öğrenip söyledim. Ben FETÖ’cü değilim” ifadelerini kullandı.

Kıvrak, Başyaver Albay Ali Yazıcı’nın kendisi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oteli öğrenmeye çalıştığını ve öğrenip söylediğini belirtti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ darbe soruşturması kapsamında tutuklanan, ardından da TSK’dan ihraç edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın havacı yaveri Erkan Kıvrak, ifadesinde özetle şunları söyledi:

“14 Temmuz 2016’da uçakla Cumhurbaşkanlığı korumalarıyla birlikte Antalya’ya gittim. Cumhurbaşkanı 16 Temmuz 2016’da Antalya’da EXPO ve stadyumdaki programa katılacaktı. Saat 15.00 sularında Başyaver Ali Yazıcı aradı. ‘Cumhurbaşkanı hangi otelde kalıyor, 2 tane Grand Yazıcı Otel varmış, hangisinde kalıyor, öğrenir misin?’ diye sordu. Cumhurbaşkanı’nın helikopter pilotu Emniyet Müdürü Çetin Orhan’ı cep telefonundan aradım, ‘Şehir merkezine yakın olan Grand Yazıcı’da kalacağız. İsmi Turban olması lazım’ dedi. Teşekkür edip telefonu kapattım. Yazıcı’yı telefonla aradım. Otelin yerini, ismini söyledim. Saat 15.00 ile 18.00 arasında bu bilgiyi sadece Başyaver Yazıcı’ya verdim.”

‘NEDEN SORDUĞUNU SORMADIM’

Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelin bilgisini neden istediğini sormadım. ‘Marmaris’e gitmek isteyebilir’ diye düşündüm. Fakat Yazıcı’nın Antalya’ya geldiğini biliyordum. ‘Marmaris’teki oteli acaba oraya geçmek istediği için mi sordu?’ diye düşünüyorum.

‘KAFEDE OTURURKEN ÖĞRENDİM’

“Cuma günü saat 20.00 sularında Yazıcı’yı aradım, ‘Antalya’ya yaklaştınız mı birlikte yemek yiyelim’ dedim. ‘Ben takılıyorum, biraz geç geleceğim, cumartesi saat 10.00’da görüşürüz’ dedi. Bunun üzerine dışarı çıktım, bir kafeye oturdum. Otururken Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem’den Ali Köse olaylar basına ilk düştüğü sıralarda beni cep telefonumdan aradı. Bana, ‘İstanbul’da köprüyü jandarma kapatmış, Ankara’da uçaklar alçak uçuş yapıyormuş, bilgin var mı?’ dedi. ‘Bilgim yok, bakayım’ dedim. Ankara’da bulunan Karacı Yaver Yarbay Mete Semercioğlu’nu aradım. Neler olduğunu sordum. ‘Sesler duyuyoruz ancak ne olduğunu bilmiyorum’ dedi.”

‘SAHTE KİMLİK GÖSTERMEDİM’

“Olayı basından takip etmeye devam ettim. Ancak beni arayıp ‘Ne oluyor?’ diye soranlara dönüş yapamadım. Bu sırada Başbakan’ın basın açıklaması vardı. Bu açıklamadan sonra olayın darbe girişimi olduğunu fark ettim. Ancak darbenin ne şekilde olduğunu anlayamadım. 03.00 sularında otele döndüm. Sabah saat 08.30’da kalktım. Kahvaltıya indim. Televizyondan darbenin başarısız olduğunu öğrendim. Öğleden sonra saat 14.00 sularında Antalya’daki polisler kaldığım otelden aldılar.

(‘Sahte kimlikle yakalandı’ iddiası) Otel odasına beni almak için gelen polislere sahte kimlik göstermedim. İsmimi de doğruca söyledim. Bulunduğum otel de Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen oteldir.”

‘ARAMAYI DÜŞÜNEMEDİM’

“(Cumhurbaşkanı veya yakınındakileri neden aramadın?) Aklıma gelmedi, düşünemedim. Başyaver bize “Herkes bulunduğu yerde emniyette kalsın” dediği için pozisyonlarımızı koruduk.”

YAZICI’NIN O ÜSSE GİTMESİ NORMAL DEĞİL’

“Başyaverimiz Ali Yazıcı’nın, darbe faaliyeti devam ettiği sırada Cumhurbaşkanı’mızın Marmaris’te kaldığı oteli bombalayan helikopterlerin kalktığı İzmir Çiğli Ana Jet Üs Komutanlığı’na gitmesini normal karşılamıyorum. Burada şüpheli bir durum var.”

‘FETÖ’CÜ DEĞİLİM’

“Ben FETÖ’cü değilim. Benim Silahlı Kuvvetler’de bildiğim FETÖ’cü, tanıdığım subay yoktur. Başyaverim Yazıcı’nın FETÖ’cü olup olmadığını değerlendiremiyorum. Ancak son 1 haftadır Cumhurbaşkanı’nın Marmaris ve sonrasıyla ilgili bilgileri birkaç kez benim üzerimden öğrenmeye çalıştı. Ayrıca İstanbul’daki gemi indirme programının netleşip netleşmediğini Denizci Yaver Yarbay Şafak Deliacı vasıtasıyla sorduğunu öğrendim.”

ARŞİV:21.07.2016

Erdoğan’a suikaste giden askerlerin ifadeleri

Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ayrılmasının ardından Marmaris’te kaldığı otele düzenlenen saldırıya katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında konuşlu Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Birliği’nde görevli astsubaylar Serkan Elçi ve Selman Çankaya’nın ifadelerine ilişkin görüntüler ortaya çıktı.

Görüntülerde İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde ifade veren Astsubay Elçi, saldırıyı ayrıntılarıyla anlatıyor.

MAK Birliği’nde görev yaptığını, 15 Temmuz’da çağrı üzerine birliğe gittiğinde bazı arkadaşlarının malzeme hazırladıklarını gördüğünü, hazırlık sonrası bir komutanın kendilerini paraşüthanedeki odaya alarak operasyonla ilgili bilgi verdiğini anlatan Elçi, “Orada komutan bize ‘Bir terör örgütünün üst düzey yöneticisini almaya gideceğiz. Bununla ilgili çok önemli bir görevimiz var. Yalnız bundan dönüş olmayabilir, şehit olabilirsiniz, kuvvetle muhtemel şehit olacaksınız, geri dönemeyebilirsiniz.’ dedi. Operasyonun ayrıntısını İstanbul’dan gelecek bir ekibin detaylarıyla anlatacağını söyledi.” ifadelerini kullandı.

‘YERİ DEĞİŞİNCE PLAN BOZULDU’

İstanbul’dan üsse özel kuvvetlerden bir ekip geldiğini, malzemeleri kuşanarak dışarıya çıktıklarını, krokideki hava fotoğrafları üzerinden kendilerine brifing verildiğini anlatan Elçi, saldırı planının ayrıntılarına dair şunları söyledi:

“Beklemeye başladık. Sonra özel kuvvetlerden gelen bir binbaşı, yaptığı telefon görüşmesi sonrası yerin değiştiğini söyledi ancak değişen yerin fotoğrafının olmadığını, sadece bir otel olduğunu, içerisinde birçok villasının olduğunu, hepsine tek tek bakılacağını söyledi. Bu nedenle net, ayrıntılı bir planlama yoktu çünkü bölge bilinmiyordu. Daha sonra helikopter başına gittiğimizde bir general, ‘Ben size şimdi tam olarak açıklıyorum. Askeriye, hükümete el koydu, belki duymuşsunuzdur.’ dedi ama biz depoya geldikten sonra telefonlarımızı kapatıp, teslim etmiştik. Daha sonra tekrar dağıtıldı ama biz kesinlikle açmadık, kapalı duruyordu. O yüzden o ana kadar darbegibi bir girişimin olduğundan haberdar değildik. Herkes, bize söylenenin şokuyla helikoptere bindi. Kimse itiraz etmedi, daha sonra helikopterde yarım saat civarı bekledik.

‘SİVİLLERİ DAĞITMAK İÇİN ATEŞ AÇILDI’

“Büyük ihtimalle yerle ilgili sıkıntılar vardı. Benim timimde 5 kişi vardı, diğer helikopterlerde kaçar kişi vardı bilmiyorum. Daha sonra kalktık, direkt olarak otelin olduğu bölgeye geldik. Ben baktığımda otelin mavi bir tabelada yazan ismini gördüm. Özel kuvvetler ekibi önde gidiyordu. Biz onları takip ediyorduk. Onların emniyetini alıyorduk. İlk indiğimizde birkaç el ateş edildi, o da oradaki sivilleri dağıtmak içindi. Ortalıktan kaybolsunlar diye. Daha sonra çatışmanın olduğu yere doğru ilerlemeye başladık. Özel kuvvetler ekibi önden girdi. Arkadan saldırı ihtimaline karşı çevre emniyetini aldık. Onlar tek tek polisleri dışarı çıkarıyorlardı, sorular soruyorlardı, birkaç tanesini duyduk, ‘nerede, nereye gitti, ne zaman çıktı?’ gibi sorular soruyorlardı.”

‘KARŞIMIZA ÖZEL HAREKAT POLİSİ ÇIKTI’

Elçi, bir polis memurunun içeride bir yaralı olduğunu söyleyerek ambulans çağrılmasını istediğini belirterek, “Bunu diğer time söyledim. Onunla ilgili bir dönüş olmadan içeriden özel kuvvetlerden gelen binbaşı çıktı ve burayı derhal terketmemiz gerektiğini söyledi. Özel harekat polislerinin oraya geldiğini, helikopterle bizi tarayabileceklerini falan söyledi. Acele şekilde çıktık ve tekrar o indiğimiz bölgeye doğru giderken karşımıza özel harekat polisleri çıktı ve zırhlı araçla bize ateş etmeye başladılar. Biz siper aldık, daha sonra özel kuvvetlerden gelen ekip karşılık verdi” şeklinde konuştu.

Yaşanan hengamede otele girerek bodrum katına indiğini, otelin arka kısmından buldukları çıkıştan sahil kenarındaki barakaya sığındığını belirten Elçi, sesini duyduğu helikopterin bölgeye geldikleri Skorsky olduğunu anladığını ancak helikopterle özel harekat polisleri arasında çıkan çatışma nedeniyle bulunduğu yeri terk edemediğini söyledi.

Helikoptere izli mermi atıldığını ve büyük ihtimalle isabet aldığı için olay yerinden uzaklaştığını gördüğünü belirten Elçi, “Daha sonra bütün atışlar üzerimize oldu. Uzun süre atış yedik ve siperden çıkamadık. Daha sonra havaya ateş etmeye başladık. O an karşılık biraz durdu. Bu sırada sahil kenarından dağa doğru yürümeye başladık. Dağa ulaştığımızda çatışma bitmişti. En son ekip dağıldı ve kaçtım” diye konuştu.

‘ŞEHİT OLURUZ DİYE ABDESTLİ ÇIKTIK’

Saldırıya katılan askerlerden Astsubay Çankaya da okul komutanının emriyle geldiği birliğinde özel kuvvetleri görünce büyük bir işe gidileceği düşüncesiyle hazırlandıklarını anlattı. Gidecekleri yerde çatışmanın kaçınılmaz olacağının kendilerine söylendiğini belirten Çankaya, ‘terör elebaşısını yakalayacaklarının’ kendilerine söylenmesi nedeniyle herkesin abdest aldığını, vatani duygularla yola çıktıklarını söyledi.

Başlarındaki özel kuvvetlerde görevli binbaşının gidilecek yeri eliyle koymuş gibi bulduğuna dikkati çeken Çankaya, TSK’nın yönetime el koyduğunun kendilerine söylenmesinin şaşkınlığını yaşadığını, ne yapacaklarını bilemediklerini ve korktuklarını ileri sürdü.

‘SİLAHI BOZAYIM, DÜŞÜREYİM DİYE DÜŞÜRDÜM’

Çankaya, “Ben helikopterciyim, gidene kadar dua ettim. ‘Rabbim, bunu kullanmayı bana nasip etme’ dedim. En azından gidene kadar ‘Silahı bozayım, aşağıya düşüreyim’ diye düşündüm, helikopteri vurmak bile geçti aklımdan ama ne bileyim içeride arkadaşlar da vardı cesaret edemedim” diye konuştu.

Kendilerine gidilen hedefin Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otel olduğunun söylenmediğini iddia eden Çankaya, şu itiraflarda bulundu:

“Dalaman’a diye gidiyorduk, daha sonra başka bir üsse gelmişler. Kara Kuvvetlerinin helikopterlerinin olduğu bir üsse indik, yakıt almak için. Sonra geri dönüp o helikopterleri alacaklardı, plan oydu. Daha sonra yakıt veren olmadı, bir şey veren olmadı, sabah oldu. Ezan sesini duydum, gün ağarmaya başlarken bir Skorsky helikopter geldi, içinde bir tane yaralıyla. Sonra bizim malzemeleri oraya yükleyerek dağların, taşların arasından ağaçlara sürte sürte kaçar gibi üsse döndük. Bir general geldi. Ben zaten işin içinden sıyrılmak istiyorum. Nasıl bir yere götürüldük, sivil halka ateş ettirmek zorunda bıraktılar. Aşağıda kimlerle karşı karşıya geldik, bilmiyoruz, ‘korumaları’ diyorlar ama kimin korumaları bilmiyoruz.”

ARŞİV: 20.07.2016

Erdoğan’ın kaldığı otelin sahibi: Biz çok korktuk, Erdoğan çok sakindi

Darbe girişiminin yapıldığı gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu Marmaris’teki otelden ayrılışına kadar yanında olanlardan, Grand Yazıcı’nın patronu Serkan Yazıcı, “Biz çok fazla korktuk. Cumhurbaşkanımız sakindi. Nasıl gitti ben anlamadım. O kadar korkunç bir durumda, çok büyük bir cesaret ister” dedi.

Serkan Yazıcı, çevresinde bulunanların darbe girişimi nedeniyle büyük bir korku yaşarken Erdoğan’ın, hiç panik yapmadığını hatta onları sakinleştiren isim olduğunu söyledi.

Milliyet’te yer alan habere göre, Erdoğan’ın 5 günlük tatil için gittiği Marmaris’teki Grand Yazıcı otelinin sahibi Yazıcı, “Aklıma her şey gelirdi de böyle bir şey gelmezdi” diye anlattı. En sakin ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyleyen Yazıcı şu ifadeleri kullandı:

‘HERKES ÖLÜMÜ GÖZE ALMIŞTI’

“Her şeyden önce şunu söyleyeyim, o gece Cumhurbaşkanımız ve yanında olan herkes ölümü göze almıştı. Yanındakiler canları pahasına Cumhurbaşkanını çıkarmak için göğüs gerdi. Bana göre bir mucizeydi buradan gitmesi. 5 gündür oteldeydi. Aslında otelde değil, otel bölgemizdeki bir evde kalıyordu. Ben kendisini, “Yorgun görünüyorsunuz, bir tatile ihtiyacınız var” diyerek ikna etmiştim. “Kimseyi rahatsız etmeden yapabilirsek…” demişti. O güne kadar da burada olduğu bilinmediği için, kimseyi rahatsız etmemek adına pek güvenlik önlemi yoktu. Ertesi gün zaten gidecekti. Aynı gün burada olduğu duyuldu. Bunun üzerine hızla güvenlik önlemleri artırıldı. Evin etrafında sivil kıyafetli birkaç koruma vardı öncesinde.”

“İlk haberi alan biziz” diyen Yazıcı, darbe girişiminin Marmaris’e ulaştığı o anla ilgili olarak, “Koruma baş müdürüne haber geldiğinde ben de yanındaydım. Koruma baş müdürü hemen eve girdi” dedi. Haberi duyar duymaz, kendisinin ailesini bölgeden kurtarma refleksiyle onları güvenli bir yere almak için çaba sarf ettiğini anlatan Yazıcı, ardından hemen

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı eve gelerek içeriye girdiğini söyledi. Yazıcı, o anları şu sözlerle anlattı:

‘TARİHE TANIKLIK EDİYORSUN’

“Biz eve girip çıkmıyorduk hiç. O gün ilk defa bu olaylar yaşanıp girilip çıkılırken girdim. Beni görünce yanına çağırdı. “Bir tarihe tanıklık ediyorsun” dedi. Hanımefendi, Cumhurbaşkanımızın kızı, damadı, Özel Kalem Müdürü Hasan Bey (Doğan) oradaydı. Helalleştiler.. O an “Buradan zor çıkarız” diye düşündüm. Beyefendinin talimatlarını dinledim hep. Çok sakindi. Biz çok fazla korktuk, “Nereden gideceğiz” diye düşünüyordum. “Ne olursa olur oğlum. Bu iş Türkiye için ya hayırlı olur ya da kefenimizi biz zaten giydik” dedi. İki saatin içinde karar verdi. Bütün kararları da kendisi aldı.”

İLK YAYIN MARMARİS’TEN YAPILDI

O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Marmaris’in kuytu yolları da düşünülerek “Belki başka bir noktadan gidilebilir, mesela bir adaya geçip oradan” şeklinde öneriler sunulduğunu hatırlatan Serkan Yazıcı, buna Cumhurbaşkanı’nın tepki gösterdiğini söyledi:

“Çok kızdı, çok sinirlendi. Aslında burada gidilecek tek bir yol var, başka yol yok, her yer de kesilmiş. Başka bir çıkış için öneriler konuşuluyordu. Tüm bunlara rağmen hiçbir paniği yoktu, hatta bizi rahatlatan da kendisi oldu. Hiçbir şekilde geri adım atmadı. Nasıl gitti ben anlamadım. O kadar korkunç bir durumda, çok büyük bir cesaret ister.”

Televizyona telefonla bağlanarak video konferansla yapılan ilk yayının da Marmaris’teki evden yapıldığını ifade eden Yazıcı, “Aslında ondan önce basın yayın organları çağrılmıştı ancak ne olduysa o yayınlar iletilemedi. Ondan sonra bir süre kalındı, kendisi planlarını yapıp kararlarını verip çıktı. Bu kararı verip ayrıldıktan sonra, 15-20 dakika sonra helikopterlerle, darbeciler baskına geldi.

ARŞİV: 20.07.2016

40 bordo bereli 50 bin mermiyle Erdoğan’ın oteline baskına gitmiş

Darbeş girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı oteli basan askerlere “Önemli bir terörist yöneticisine operasyon yapacağız” dendiği ve yaklaşık 40 bordo berelinin 50 bin mermi ve çeşitli mühimmatlarla donatılmış helikopterlerle Marmaris’teki otele gittiği belirlendi.

Erdoğan’ın kaldığı otele operasyona katıldığı iddia edilen askerlerin sorguları, darbecilerin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı yapısı ile operasyona ilişkin detayları gün yüzüne çıkardı.

‘Paralel yapılanma’nın 1981’den bu yana 2. Ana Jet Üs Komutanlığını bir komuta merkezi olarak kullandığı, ‘üssün imamı’nın şu anda firari olan Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu olduğu iddia edildi. Başçavuş Kuzu’nun Erdoğan’a yönelik düzenlenen operasyonu daha önce birlikte görev yaptığı Tümgeneral Gökhan ŞahinSönmezateş ile Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda planladığı belirtildi.

ORMANLIK ALANA KAÇTILAR

Darbeci askerlerin bordo berelilerden oluşan yaklaşık 40 kişiyi, “Önemli bir terörist yöneticisine operasyon yapacağız” diyerek İzmir’e getirdikleri, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Ramazan Elmas’ın Ege Ordusu Komutanlığı’ndan gelen ‘darbecilere destek verilmemesi’ yönündeki talimata rağmen üste bulunan 50 bin mermiyi ve diğer mühimmatı helikopterlere yükletip operasyon için havalandırdığı öğrenildi.

Bordo berelileri taşıyan iki helikopterin Marmaris semalarına varması üzerine operasyona katılan askerlere ordunun yönetime el koyduğunun ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yakalamak için geldiklerinin söylendiği, Tümgeneral Sönmezateş’in de başka bir helikopterden operasyonu yönettiği tespit edildi. Polislerin uzun süre çatıştığı Kuzu ve beraberindeki askerler, Marmaris’teki ormanlık alana kaçtı.

Baskına katılan, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinde görevli Selman Çankaya’nın polise verdiği ifade de ortaya çıktı. Kendilerine darbe günü, terör örgütü yöneticilerinden birisine operasyon düzenleneceğin söylendiğini anlatan Selman Çankaya, “Biz de silahlarımızı, patlayıcıları, mermileri, sıhhi araç gereçleri hazırlayıp, iki helikopterde beklemeye başladık” dedi. Bu sırada başka bir helikopterle Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in yanlarına geldiğini de ifade eden Çankaya, “Bize ‘askeri darbe oldu. Artık yönetim bizde’ dedikten sonra ve Özel Kuvvetlerden de timler gelince bir devlet büyüğünü almaya gittiğimizi anladık” diye konuştu.

HELİKOPTERLER ATEŞTEN ALÇALAMADI

Marmaris’te yaşanan çatışmaları da anlatan Astsubay Selman Çankaya, “Helikopterler bizi timler halinde yere indirdi. Yoğun ateş altında kalmıştık. Çatışma sürdüğü sırada telsizden operasyon düzenlediğimiz kişinin ayrıldığı bilgisini edinince geri çekilmeye karar verdik. Bu sırada çatışmayı da sürdürüyorduk. Helikopterler yerden açılan yoğun ateşten dolayı alçalamadı. Bunun üzerine üçer kişilik timler halinde farklı noktalara kaçmaya karar verdik. Ben ormanlık alana kaçtım” dedi.

Akademi Portal ARŞİV

[divider]

Twitter | Facebook | Pinterest | Akademi Portal Arşiv |  Akademi Portal

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın