Uykuyla ilgili bilimsel araştırmalar bazen kafa karıştırıcı olabiliyor.
Bilim insanları uyku sırasında beynimizde neler olup bitiğini, neden rüya gördüğümüzü ve bu rüyaların ne anlama geldiğini hala tam olarak bilmiyor. Fakat son yıllarda uyku konusunda bazı ilginç gelişmeler oldu.
Uyku hakkındaki bu bilgileri bir makalede toplamak için BBC Future arşivlerini taradık.
Aşina olduğunuz kokular uyku sırasında beyninizde bellek oluşumunu kolaylaştırıp bazı temel öğrenme işlemlerinde performansınızı artırabilir.
Hemen Bir Virgül Koyup İlişikli Makaleyi ekleyeyim…
>>>>>> Uykuda öğrenmek mümkün mü? <<<<<<
Uyurken öğrenmek eskiden beri herkesin hayalinde olan bir şey. Uzmanlar bugün uykuda hafızayı geliştirmenin birtakım yollarını bulduklarını söylüyor.
Uyurken yeni bir beceriyi sıfırdan öğrenmek mümkün değil; ama hafızayı güçlendirmek olanaklı.
Uyku sırasında beynimiz önceki günün anılarını işleyip pekiştirir. İşte bu süreci daha etkili kılmak mümkündür.
Uyuyan beyin boş durmaz. O gün yaşadığı deneyimlerin anıları, bu anıların ilk oluştuğu hipokampüs bölgesinden uzun vadeli hafıza depolaması yapılan kortekse gönderilir.
Uyku ayrıca öğrendiğimiz şeyleri genellememize yardımcı olur; böylece bu yeni becerileri yeni durumlara uygulama esnekliği kazanırız. Yani uykuda yeni beceriler öğrenilemese de gün boyunca öğrenilenlerin pekiştirilmesi olanaklıdır.
Rüyaları yönlendirebilir miyiz?
Bugüne kadar uygulanan yöntemlerin sadece bazıları umut verici bulunmuştur. En basit olanı 19. yüzyıl Fransa’sına kadar gider. Marki d’Hervey de Saint-Denys rüyalarını yönlendirme denemeleri yaparken koku, tat ve ses yoluyla bazı anıları canlandırmanın mümkün olduğunu fark etmişti.
Bir deneyinde, ağzında süsen kökü çiğnerken bir kadın resmi çizmiş, daha sonra kendisi uyurken hizmetçisi onu uyandırmadan aynı bitkiyi ağzına koyduğunda rüyasında o kadını görmüştü. Rüyaları Nasıl Yönlendirebiliriz? adlı kitabında Marki’nin söz ettiği bir başka deneyde ise güzel bir kadınla dans ettiği sırada orkestra şefinden hep aynı valsi çalmasını istemiş, uykusunda o müziği duyduğunda bu kadını rüyasında görmüştü.
Aynı yöntem, uyuyan beynin daha önce öğrendiği bilgi ve becerileri pekiştirmesini sağlamakta kullanılabilir.
Koku ve ses uyaranı
Almanya’daki Tubingen Üniversitesi’nden Susanne Diekelman bir deneyinde deneklerinden uyumadan önce belli şekillerin sıralamasını öğrenmelerini istemiş. Bu sırada odada bir koku salgılanmış. Daha sonra deneklerin bir kısmının uyuduğu odada aynı koku kullanılmış.
Uyku sırasında yapılan beyin taramalarında bu gruptakilerin hipokampüsü ile korteks bölgeleri arasında daha fazla iletişim olduğu gözlendi. Bu ise daha iyi hafıza pekiştirme durumuna işaret ediyordu. Kokulu odada uyuyanlar ertesi gün şekil sıralamasının yüzde 84’ünü doğru yaparken diğer grupta bu oran yüzde 61’de kalmıştı.
Sadece koku değil ses de hafızayı güçlendirmede kullanılabilir. Bir araştırmada gönüllüler uyurken bir melodiyi dinlediğinde müzikle ilgili bir oyunu daha iyi oynadıkları görüldü. Zürih Üniversitesi’nden Bjorn Rasch ise aynı yöntemin başka bir dilde kelime öğrenmeyi kolaylaştırdığını ortaya koydu.
Beyin dalgalarını teşvik
Bu alandaki çalışmalarda teknoloji daha iyi olanaklar sunabilir. Örneğin uyku sırasında hafıza pekiştirme işleminin beyinde bazı elektrik aktivitelerini içerdiği, bu nedenle kişileri uyandırmadan bu beyin dalgalarını teşvik edecek türden yöntemlerle gelecekte öğrenmenin pekiştirileceği ifade ediliyor. Tubingen Üniversitesi’nden Jan Born bu çalışmaların başını çekiyor. 2004’te yapılan deneylerde, beyindeki elektrik sinyallerini güçlendirme yoluyla hafıza testinde daha başarılı olunduğu görüldü.
İsrail Hayfa’daki Teknoloji Enstitüsü’nden Miriam Reiner’in yöntemi ise daha ilginç. Deneklerin başına yerleştirilen elektrotlar basit bir bilgisayar oyununa bağlı ve onlardan düşünce gücüyle bu oyundaki arabaları sürmeleri isteniyor. Denekler de doğru beyin dalgasını bulduklarında bunu başarıyor.
Uykuya yaklaşım
Bu tekniklerin günlük kullanıma geçmesi için çok daha büyük deneylere ihtiyaç var. Uzmanlar ayrıca hafızanın belli bir bölümünü güçlendirmenin diğer bölümlerin zayıflaması gibi yan etkilere neden olmayacağından ve sorumlu bir şekilde kullanılacağından da emin olmak gerektiğini belirtiyor.
Uykuda öğrenmeyi ve hafıza güçlendirmeyi sağlayacak bazı oyunlar ve donanımlar piyasada satışa sunulmuş durumda.
Uykuda geçirdiğimiz zamanı boşa harcanmış gibi görüyoruz. Bu alandaki araştırmalar en azından uykuya yaklaşımımızı değiştirebilir. Belki de bir süre sonra bu zamanı en verimli öğrenme anları olarak değerlendirir olacağız.
>>>>> Şimdi 1.Bölüm,kaldığımız yerden Devam edebiliriz… <<<<<
Ne Demiştik; En Baştan birleştiriyorum,kafanız dağılmasın …
Uykuyla ilgili bilimsel araştırmalar bazen kafa karıştırıcı olabiliyor.
Bilim insanları uyku sırasında beynimizde neler olup bitiğini, neden rüya gördüğümüzü ve bu rüyaların ne anlama geldiğini hala tam olarak bilmiyor. Fakat son yıllarda uyku konusunda bazı ilginç gelişmeler oldu.
Uyku hakkındaki bu bilgileri bir makalede toplamak için BBC Future arşivlerini taradık.
Aşina olduğunuz kokular uyku sırasında beyninizde bellek oluşumunu kolaylaştırıp bazı temel öğrenme işlemlerinde performansınızı artırabilir.

E-kitaplar ve akıllı telefonların yaydığı mavi dalga ışık beyni hala gündüzmüş gibi düşünmeye ittiği için uykusuzluğu tetikleyeceğinden yatmadan önce bu cihazlarla fazla haşır neşir olmamak gerekir.
Vücut saatimiz bize gündüz uykusu için en uygun saatlerin 2 ile 4 arasında olduğunu söylüyor. Fakat yaratıcılığınızı güçlendirmek veya vücudunuzu canlandırmak için farklı saatlerde uyumak gerekir.

Uykuya neden ihtiyaç duyduğumuza dair teorilerden birine göre, beynimiz o gün yaşanan olayları uyku sırasında belleğe kaydediyor. Ayrıca hoş olmayan, travmatik olaylara ilişkin anılarla da uyku sırasında baş ediyor olabiliriz.
Askeri araştırmacılar, erken yatarak uykunuzu iyice alırsanız sonraki günlerde uykusuzluktan daha az etkileneceğinizi belirtiyor.
snemek uykusuzluğun belirtisi olmayabilir. Bazı araştırmalar vücut ısımız biraz yükseldiğinde esnemeye başladığımızı ve 37 dereceye düşünceye dek esnediğimizi gösteriyor. Ama başka teoriler de var.
Guinness Rekorlar Kitabı, insanların kasıtlı uyanık kalarak kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle birkaç yıl önce uykusuzluğa dayanma denemelerini kayda geçirmeye son verdi.
BBC Future
@oktyibrahimoglu
8089652/7