Şu an Antakya merkezde yardım dağıtımı yapan bir gönüllü, durumu şöyle anlatıyor
“İstanbul’dan dün geldim. Antakya merkezde bir parkta dağıtım yapıyoruz, bir sivil toplum kuruluşuna dahilim. Kuruluş kendi imkanlarıyla getirdikleri ya da bazen belediye bazen başka kurumların yiyeceklerini dağıtıyor ve yemek pişiriyor. 24 saatlik bir mutfak oluşturuldu burada.
“Kentin içinde çok yıkık bina var. İnsanların kalacağı yer yok. Çok az çadır var. Köylere hiçbir yardım gitmiyor. Bütün yardımlar merkeze geliyor. Köyler çaresiz.
“İnsanlar enkazın başında bekliyor. İçeride canlılar var. Yardım gidemiyor. Çok az enkazda çalışma var. Durum çok fena. Hala enkazlarda yer yer yangın çıkıyor. Antakya merkezde çok bina devrilmiş. İçinde insanlar var.
“Dün şuna şahit olduk. Akşama kadar birinin sesini duyduk. Yardım çağırıyordu. Kimse yardıma gelmedi ve gidenler biz çıkaramadık dediler, akşam sesi kesildi. Bunun gibi olay çok.
“Yardımlar çok düzensiz ve dengesiz. Anlamsız yere binlerce eşya sokaklara yığılmış durumda. İnsanlar onları yerlere atıyor. Birçoğu kullanılmıyor. Gereksiz yere tonlarca ekmek geliyor, kontrolsüz ve plansız. İnsanlar ucunu ısırıp ekmekleri atıyor. Korkunç bir plansızlık var. Hiçbir görevli, yetkili düzenleme yapmıyor. Herkes kendi inisiyatifiyle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sirenler susmuyor. Ambulanslar sürekli yaralı ve ceset taşıyor.”
Türkiye’deki Suriyeliler: “Suriye’de ölümden kurtulduk, şimdi de Türkiye’de depremle sarsıldık”
Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen milyonlarca Suriyeli yeni bir felaketle karşı karşıya.
AFP haber ajansı Diyarbakır’da büyük kalabalıkların morgun önünde toplandığını aktarıyor.
17 yaşındaki Mercan al Ahmad, Halep’teki ailesine ulaşamıyor.
AFP’ye konuşan Mercan al Ahmad, “Suriye’de ölümden kurtulduk ve şimdi de Türkiye’de depremle sarsıldık. Uyuyamıyoruz. Korkuyoruz. Daha güçlü artçı sarsıntıların korkusuyla yaşıyoruz” diyor.
42 yaşındaki Ridwan Gurre ise iki gecedir camide uyuyor.
Gurre, “Savaş bölgesinde yaşarken tepemizden uçakların geçtiğiniz duyduğumuzda sığınmamız gerektiğini biliyorduk. Ama böylesine beklenmedik bir anda deprem olduğunda daha sonra ne olacağını bilemedik” diyor.
