Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanları, bugün gerçekleştirecekleri sanal zirvede, Türkiye ile ilişkileri yeniden masaya yatıracaklar.

AB zirvesi, Avrupa’da son dönemde Covid-19 vakalarının yeniden artış eğilimine girmesi nedeniyle video konferans yöntemiyle düzenlenecek. Türkiye ile ilişkiler konusunun iki günlük zirvenin ilk gününde ele alınması bekleniyor.

AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Pazartesi günü açıkladığı rapor ışığında Türkiye ile pozitif gündemi “aşamalı, koşullu ve geri döndürülebilir” olmak kaydıyla ilerletme arayışında olan AB liderlerinin, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve 2016 tarihli göç mutabakatının yenilenmesi görüşmelerini başlatmak üzere Avrupa Komisyonu’na yetki vermesi bekleniyor.

Vize serbestisi ve fasılların açılması konusunda ise herhangi bir adımın atılması öngörülmüyor.

Ancak AB’nin hem Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) kapatılma davası açılması hem de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararlarından duyduğu kaygıyı dile getirmesi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yeniden “tek taraflı adımlara ve provokasyona” başvurması durumunda yaptırım kartını ekonomi ve turizmi de içine alarak genişletme uyarısında bulunacağı değerlendiriliyor.

AB, 10 Aralık’ta yapılan toplantıda, Doğu Akdeniz’den kaynaklanan gerilimin düşürülmesi ve yeniden diyalog ortamına dönülmesi amacıyla Yunanistan, Fransa ve Kıbrıs’ın baskısına karşın Türkiye’ye ağır yaptırım uygulanmamış, tam tersine tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini durdurması durumunda pozitif gündemi devreye sokabileceği mesajını vermişti.

Ayrıca Borrell’den Türkiye-AB ilişkilerinin gidişatına ilişkin bir rapor sunmasını istemişti.

Bugün yapılacak görüşmelerde Borrell’in Pazartesi günü Dış İlişkiler Konseyi toplantısında AB dışişleri bakanlarının dikkatine sunduğu rapor ve öneriler üzerinden bir tartışma yapılması ve alınan kararların duyurulması bekleniyor.

Türkiye’nin Oruç Reis ve Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemilerini tartışmalı sulardan çekmesi, Türk-Yunan heyetlerinin İstanbul ve Atina’da iki tur görüşmeleri, Kıbrıs sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde Nisan sonunda toplantı yapılacak olması ve Ankara-Paris hattındaki yüksek gerilimin sönmesi gibi adımların AB kararlarına yansıyabileceği değerlendiriliyor.

AB Zirvesi’nden Türkiye ile gümrük birliği ve göç mutabakatı kararı çıkar mı? Aralık’ta yüz yüze görüşen AB liderleri bu kez video konferans yöntemiyle bir araya geliyor

AB’den iki boyutlu politika

Borrell’in raporu ve Brüksel’de yapılan değerlendirmeler ışığında, AB’nin Türkiye ile ilişkilerde geliştirdiği iki boyutlu yaklaşımı somut adımlarla geliştireceği kaydediliyor.

İlk boyut Türkiye ile AB arasında kayda geçirilen pozitif gündemin “aşamalı, koşullu ve geri döndürülebilir” bir yöntemle hayata geçirilmesini, ikinci boyut ise Türkiye’nin başta Doğu Akdeniz olmak üzere tek taraflı eylemlere başvurması durumunda gündeme alınacak yaptırımlardan oluşuyor.

Borrell’in raporunda, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi için üzerinde durulan somut unsurlar şöyle:

2016’da Türkiye ile AB arasında uzlaşılan mutabakatın daha etkin uygulanması. Türkiye’nin Yunan adalarından 1450 mülteciyi kabul etmesi ve AB ülkelerinin de Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yerleştirilmesi işlemini hızlandırması.

Türkiye ile ekonomik ilişkilerin kazan-kazan anlayışı uyarınca güçlendirilmesi. Bunun için de mevcut Türkiye-AB Gümrük Birliği’ni modernize etmek ve kapsamını genişletmek. Borrell’in tavsiyesine uygun bir şekilde AB liderlerinin, Gümrük Birliği’nin tarım, hizmetler, dijital ekonomi ve ihaleler alanlarını da kapsayacak şekilde geliştirilmesi için Türkiye ile görüşmelere başlanması konusunda yetki vermesi bekleniyor. AB, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunu 2016 sonunda da gündeme almış ama siyasi ilişkilerde yaşanan gerginlik nedeniyle müzakerelere geçme kararı almamıştı.

Türkiye ile askıya alınan yüksek düzeyli diyaloğun özellikle ekonomi, enerji, siyasi gelişmeler, dış ve güvenlik politikaları ve yeşil ekonomi gibi alanlarda canlandırılması. Türkiye ile toplumlar arası ilişkilerin Erasmus +, Horizon Europe projeleri gibi yollarla güçlendirilmesi.

Borrell, Aralık 2020 zirvesinde alınan kararlarda vurgulandığı üzere Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’de barınan mülteciler ve ev sahibi toplulukların kullanımı için sağlanacak mali yardımlarla ilgili seçenekleri hızla hazırlayacağını da raporda kayda geçirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi’nin üye ülkelerden Türkiye ile göç mutabakatının güncellenmesi için yeniden müzakerelere başlamak üzere yetki isteyeceğini kaydetmişti.

Çavuşoğlu, Salı günü Borrell ile bir araya gelmişti.

Vize ve Akdeniz Konferansı’nda gelişme yok

Borrell’in raporunda Türkiye’nin beklentileri arasında yer alan üç temel konuda bir gelişme olmayacağı görülüyor.

Avrupa Komisyonu’nun Türk vatandaşları için vize serbestisinin sağlanması sürecinde geri kalan koşulların sağlanması için danışmanlık sağlama dışında bir adım atılamayacağını kayda geçiren Borrell, Doğu Akdeniz konferansının da Kıbrıs’ın katılımı konusundaki sorun nedeniyle kısa vadede gerçekleşmeyeceğini belirtti.

Bunların yanı sıra Türkiye’nin talep ettiği katılım müzakerelerinin hızlandırılmasına dönük bir atıfta bulunmaması da dikkat çekti.

AB Zirvesi’nden Türkiye ile gümrük birliği ve göç mutabakatı kararı çıkar mı?

Tek taraflı adım olursa yaptırımlar masada

AB’nin Türkiye politikasının ikinci boyutu ise Ankara’nın Brüksel ile gerçek bir ortaklık geliştirememesi ve başta Doğu Akdeniz olmak üzere AB ve üye ülkelerin çıkarlarına karşı tek taraflı eylemlere geri dönmesi durumunda karşı karşıya kalacağı siyasi ve ekonomik sonuçları içeriyor.

Gümrük Birliği ve göç işbirliği kapsamındaki olumlu adımların askıya alınmasının yanı sıra Borrell’in raporu, hidrokarbon faaliyetleri nedeniyle yaptırıma uğrayan Türk yetkililerin sayısının artırılması, Avrupa Yatırım Bankası ve diğer mali kurumların Türkiye’deki faaliyetlerinin durdurulması gibi önlemleri gündeme getiriyor.

Turizm alanını da ilk kez yaptırım uygulanacak alanlar arasında sayan rapor, üye ülkelerin Türkiye aleyhine seyahat uyarılarında bulunabileceğini de kaydediyor.

Ayrıca enerji ve ilgili sektörler de önlem alınacak işbirliği alanları arasında bulunuyor.

AB’nin en üst düzey diplomatının raporunda yer alan bu unsurların ne kadarının hangi dille AB Konsey kararlarına yansıyacağı ise toplantılar sonunda belli olacak.

AB Konsey kararları kapsamında Türkiye’de son dönemde büyük tartışma yaratan HDP kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme adımının yarattığı kaygının dile getirilmesi bekleniyor.

ABD etkisi görülüyor

AB ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan yumuşamanın somut adımlara dönüşmesinde ABD’de Ocak ayında göreve gelen Joe Biden yönetiminin etkisi görünüyor.

Washington yönetimi ile Brüksel arasında sağlanan koordinasyon, Türkiye ile bundan sonraki süreçte izlenecek ortak yaklaşımı şekillendirecek bir unsur olarak değerlendiriliyor.

ABD’nin Türk Petrolleri Arama Ortaklığı yetkililerine ilişkin yaptırımın askıya alınmasını, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve göç işbirliğinin siyasi ve mali destekle sürmesi konusunda AB’ye tavsiyede bulunduğu basına yansıyan haberler arasında.

Brüksel’de bulunan ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Meyer ile yaptığı görüşmede Türkiye ile ilişkileri de ele alması bu koordinasyonun göstergesi olarak görülüyor.

Facebook Hesabınız Üzerinden Yorum Yapın