Ağrılı Yağlanma Sendromu ‘Lipedema’ Nedir?
“Ağrılı Yağlanma Sendromu” olarak da adlandırılan lipödem “Lipedema”, kalça, uyluk ve bacaklarda yağ ve sıvı birikmesine bağlı anormal ve simetrik şişliktir.
Acıbadem Maslak Hastanesi Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar açıklıyor…
Lipödem çoğunlukla bacakları bazen kolları etkileyen, buralarda yağlanma ile seyreden kronik bir yağ doku hastalığıdır.
Lipödemde, simetrik olarak bacak ve kalçalarda aşırı yağlanma mevcuttur. Şişlik ayak bileğine kadar inebilir fakat hastalık ayakları tutmaz. Kalça kısımlarında ve bacak dış taraflarda yağ birikimine bağlı çıkıntılar mevcuttur.
Bu hastalık hemen her zaman kadınlarda görülür. Çoğunlukla ergenlik dönemiyle birlikte başlar. Yağlanma ile birlikte bastırmakla ağrı, kolay morarma gibi bulgular da olabilir.
Lipödemde diyet ve egzersiz nasıl olmalı
Hastaların yediklerine dikkat etmesi, diyet yapması sonucunda lipödem görülmeyen bölgelerde yağ dokuda incelme ve azalma olurken lipödem görülen kısımlarda yağ dokuda azalma olmadığı gözlenmiştir. Aynı şekilde egzersizde lipödemli bölgelerde incelme veya gözle görülür düzelme gözlenmemektedir. Bu sebeple diyet ve egzersiz hastalığın tedavisinde yetersiz kalmaktadır.
Lipödemin etkileri nelerdir
Lipödem, erken dönmelerde hastalarda vücut konturlarında estetik düzensizlik ve görünüm bozukluğuna yol açarken ilerleyen evrelerde hareket kısıtlılığına neden olabilmektedir. Aşırı yağlanma sonucunda lenfatik yetersizlik, lenf dolaşımının bozulmasına ve şişliklerin artmasına neden olabilmektedir.
Peki ya Lipödem Tedavisi
Tedavide fikir birliğine varılmış bir tedavi metodu bulunmamaktadır. Medikal tedavide vücutta su tutulumunu azaltmak amaçlı sodyum alımının kısıtlanması, alt ekstremite dolaşımını hızlandıracak egzersizler yer almaktadır.
Liposuction en önemli cerrahi tedavi yöntemidir. Bu yöntemde hastalıklı bölgeye lokal anestezik etkili solusyonlar enjekte edildikten sonra yağ hücreleri parçalanmakta ve ortaya çıkan yağ kanüller yardımıyla vücut dışına alınmaktadır. Bu sayede lipödemli bölgelerin şekillenmesi ve simetrinin sağlanması mümkün olmaktadır.
Yeni Güncelleme:
Lipödemin Lenfödemle İlgisi Nedir?
Lipödem de, lenfödem de tanıları kolay konulabilecek hastalıklar olmalarına karşın konuyla ilgilenen hekim sayısı son derece az olduğundan bu hastalar doğru tanıyı almadan önce doktor doktor gezmektedirler. Lipödem lenfatik sistemin bir hastalığı olmamasına rağmen her iki hastalık da bacakların şişmesine sebep olduğundan lipödeme genellikle yanlış olarak lenfödem tanısı konmaktadır. Tamamen farklı hastalıklar olmasına rağmen lipödemin ilerleyen evrelerinde lenfödem de ortaya çıkabilir. Lipödemi lenfödemden ayıran özellikler şöyle sıralanabilir:
Lipödem, aşırı yağlanma her iki bacağı eşit etkilediğinden simetriktir. Lenfödem simetrik değildir ve genellikle sadece bir bacakta görülür.
Lipödemde ayak bileği seviyesinde şişlik biter ve ayak etkilenmez. Lenfödemde ise ayaklar da etkilenir. Primer lenfödem genellikle ayaklardan başlar ve yukarıya doğru ilerler. Sekonder lenfödem ise uyluk bölgesinden başlayıp aşağıya ilerleyerek ayağı da tutar.
Lipödem, özellikle dokunulduğunda aşırı ağrıya sebep olabilir. Lenfödem de ağrıya yol açar, ancak bu kadar ciddi değildir.
Lipödem sıklıkla morarma ve deri altında kanamaya sebep olur. Lenfödemde bu bulgular görülmez.
Lenfödemin tanısında kullanılan “Stemmer İşareti” lipödemde görülmez. “Stemmer İşareti”, ayak ikinci parmağının üzerindeki derinin parmakla tutulmaya çalıştığında başparmakla işaret parmağı arasında sıkıştırılıp yukarı kaldırılamamasıdır.
Lipödemin Belirtileri
Lipödemin erken evrelerinde vücudun üst tarafı çok ince olabilir. Üst kısım ince olmasına rağmen yağlar bel ile ayak bileği arasındaki bölgelerde birikirler. Kilo aldıkça kalça, uyluk ve bacak daha çok şişer. Ancak kilo vermeyle bu bölgelerdeki yağlanma azalmaz, kilo kaybı vücudun üst kısmından olur. Bacağın alt kısmında biriken yağ dokusu ayak bileğinden ayağa sarkan halka şeklinde bir şişliğe sebep olabilir. Bacaklarda öğleden sonraları artan şişlik gece uykuda azalır.Özellikle bacaklarda belirgin bir ağrı söz konusudur.Erken evrelerde, yağ birikintilerinin sebep olduğu küçük nodüller oluşur.İleri evrelerde, bu yağ birikintileri büyüyerek lobüllere, yani deriden yanlara sarkan büyük yağlı dokulara dönüşür. Lipödemde biriken yağlar, dolaşımı daha da yavaşlatarak daha fazla yağ birikmesine sebep olan bir kısır döngüye yol açarlar. Lipödem hastalarında adet dönemlerinde memelerde ağrı sık görülen bir durumdur.
Lipödemin belirtileri şunlardır:
- Neredeyse sadece kadınlarda görülür.
- Ayak etkilenmez, ancak kalça, uyluk ve bacaklar simetrik etkilenir.
- Ödeme parmakla bastırıldığında çöküntü kalmaz veya çok az kalır.
- Baskı ve dokunmayla ağrı ve hassasiyet.
- Deride kolay morarma.
Kilo vermeye veya kalori kısıtlamasına rağmen şişliklerin devam etmesi.
- Hastaların üçte birinde kollar da etkilenir.
- Deride soğukluk hissi.
- Yazın sıcaklarda şikayetlerin artması.
- Lipödem Tanısında Ne Gibi Hatalar Yapılmaktadır?
Lipödem genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve hasta zayıf ve aktif olduğu sürece fazla ilerleme göstermez. Fakat orta yaşlarda, özellikle de hasta kilo almaya başladıktan sonra durum kötüleşir; hasta spor hatta yürüyüş yapamaz, normal kıyafetlerini giyemez, sürekli kendini yorgun hisseder, merdiven çıkamayacak hale gelebilir. Bir ileri evre lipo-lenfödem dediğimiz bir durumdur ve lipödeme lenfödemin eklendiği bir tablodur, tedavisi de daha zordur. Bu yüzden lipödemin tedavisine mümkün olan en kısa zamanda başlanması son derece hayatidir.
Diyet tek başına lipödemin çözümü değildir. Hastalara genellikle şişman oldukları ve kilo vermeleri gerektiği söylenir. Fakat lipödemin sebep olduğu yağlanmada diyetle belirgin azalma sağlanamaz. Aşırı yemenin sebep olduğu obesite uygun bir diyete cevap verir, lipödem vermez. Hastalar ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar şikayetlerinde pek bir azalma olmaz.
Güzellik terapisti veya medikal estetikçi gibi aslında var olmayan sıfatlarla selülit tedavisi yapanlar, selülit ile lipödemin ayırımını yapamadıkları için lipödem hastalarına yanlış uygulamalar yapabilmekte ve bu hastaların şikayetlerinin daha kötüleşmesine sebep olabilmektedirler. Örneğin selülit tedavisinde yaygın olarak kullanılan sıcak ve mekanik kompresyon gibi sıkılaştırıcı olduğu düşünülen sistemler, lipödem tedavisi için uygun değildir, hatta sakıncalıdır. Aslında selülit de bu agresif uygulamalara başlangıçta olumlu yanıt verse de uzun vadede durumun daha ağır bir şekilde tekrarlamasına sebep olabilir. Selüliti olduğunu düşünen kadınlar, herhangi bir uygulama yaptırmadan önce mutlaka bir plastik cerrahi uzmanına danışıp selülit-lipödem ayrımını yaptırmalı, ondan sonra uygun tedaviye başlamalıdırlar.
Lipödemin Tedavisi Nedir?
Bugün için lipödemin ilaçla tedavisi mümkün değildir. Ancak hastalığın hormonal bir bozukluktan kaynaklandığı tespit edilirse, bu bozukluğun ilaçla tedavisi mümkün olabilir. Lenfödem tedavisinde uygulanan fizik tedavi yöntemleri, bandajlar ve bası giysileri lipödemde çok az etkilidir. Fakat lipödeme lenfödem de eşlik ediyorsa, lenfödemin söz konusu yöntemlerle tedavisinden faydalanılabilir. Yüzme ve suda yürüme gibi su egzersizleri, eklemlerin üzerindeki baskıyı azaltacağından ve hareketleri kolaylaştıracağından faydalıdır.
Kompresyon tedavisi daha fazla yağ birikmesini engellemek için etkili bir yöntem olabilir, ancak ne yazık ki hastaların çoğu baskının tetiklediği ağrıyı tolere edemezler. Biyoflavonoitlerin (maydanoz, greyfurt, siyah çay, bitter cikolata vs.) kan ve lenf dolaşımı üzerine olumlu etkileriyle lipödemin ilerlemesini engellediği yönünde iddialar mevcuttur ancak bilimsel olarak ispatlanmış değildir. Lipödemin modern tedavisinde fazla kilolardan kurtulmak için az yağlı, az tuzlu ve az kalorili diyetle birlikte, lenf damarlarının korunduğu, lipödeme özel uygulanan bir teknikle “liposuction” kullanılır.
Yani Lipödemin Cerrahi Tedavisi Mümkün mü?
Evet mümkün. Genellikle estetik bir girişim olarak bilinen “liposuction” lipödem tedavisinde de kullanılmaktadır. Ancak bu amaçla uygulanacak “liposuction”, estetik amaçlı “liposuction”dan farklı olup lipödem konusunda deneyimli merkezlerde ve deneyimli plastik cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Çünkü lipödem tedavisi için yapılacak “liposuction”da büyük miktarlarda yağ alımı gereklidir ve hastaların olası komplikasyonlardan korunması için bir takım ekstra hazırlıklar ve özel “liposuction” kanüllerinin kullanılması söz konusudur. Ayrıca uygun olmayan hastalarda “liposuction”, lenf damarlarına zarar verebilir ve lipödemin, lipo-lenfödeme dönüşmesine sebep olabilir.
Lipo-lenfödemin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Bir hastada lipödem ve lenfödem birlikte bulunuyorsa, tedavi her iki durum göz önünde bulundurularak planlanmalı ve lenfödem tedavisi için kullanılan lenf drenaj masajları, bandajlar ve bası giysilerinin bu hastalarda ağrıya sebep olabileceği unutulmamalıdır. Bu sebeple masaj ve bandaj uygulamaları hastalara özel olarak çok hafif başlanmalı ve hastanın tolere edebildiği ölçüde yavaş yavaş artırılmalıdır. Bu hastalarda lipödem için “liposuction”, lenfödem için de süpermikrocerrahi ameliyatları kombine edilerek başarı sağlanabilir.
Lipödem ve Gebelik
Gebelik lipödemi tetikleyebilir veya belirginleştirebilir ve lipödemin lenfödem kısmını daha da kötüleştirebilir. Lipödem kalçaların, uyluğun veya bacakların şişmesine neden olan bir durumdur. Sıvı, obeziteden farklı olarak başlıca problem yağ dokusunda olacak şekilde şişliğe sebep olur. Bacaklarda “bodur ve şekilsiz” görünüme neden olan şişliğe ek olarak, doku hassasiyeti ve kolay morarma sıkça görülür. Lipödem ergenlik, gebelik ve menapoz gibi hormonal değişim evrelerinde ortaya çıkar veya ciddileşir.
Diğer bulgular oluşabileceği halde lipödem gebeliğe kadar oluşmayabilir. Gebelikten sonra vücudun alt yarısından kilo vermek zor olur. Yapılan diyetler yüz boyun ve gövdeden kilo kaybı oluştururken bacaklardan kilo kaybı olmaz. Tedavisi zordur ancak ciddi bir egzersiz ve sağlıklı beslenme önerilir. Lipödemin sıvı kısmı yağ depolanan bölgelerdeki azalmış lenf boşaltımından kaynaklanmaktadır. Sıvı arttıkça özellikle ayaklarda olacak şekilde belirgin ödem oluşur. Buna lipödem-lenfödem sendromu (lipolenfödem) denir. Dolayısıyla gebelik lipödemi tetikler veya artırır.
Sonuç olarak ?
Özet olarak, lenfödemli hastalarda gebelik durumu, mevcut şişliklerin artması ve hastalığın bebeğe aktarılması hususlarında ek kaygılara neden olur. Birçok durumda bu kaygılar yersizdir. Şişlikteki her artış bebek doğduktan sonra lenfödem terapisti tarafınca tatmin edici biçimde geri döndürülebilir. Çoğu bireyde lenfödemde değişiklik olmaz. Lenfödemin bebeğe aktarılması söz konusu olduğunda ise bu bebekte aynı veya daha kötü bir tablonun oluşacağı anlamına gelmez. Lenfatik gelişimde rolü olan genler ve proteinler hakkındaki bilgilerde bir patlamanın yaşandığı günümüzde, bu konuda iyileştirici veya engelleyici tedavi oluşturma yolundaki umut her zamankinden daha fazladır.
Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bizimle paylaşmanızdan memnuniyet duyarız…